Bu dünyada anlayamadığım çok az insan vardır. Birçok insan için bunu yaparken şöyle düşünmüş olabilir, bunu yaşamış olabilir, özünde böyle olabilir diyebilirim. Ancak gerçekten üzerinde düşünüp de anlam veremediğim en önemli konu bu?

Bir Türk kadını neden Atatürk’ ü sevmez?

 ‘’Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.’’

‘’Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.’’

‘’Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtiği bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir’’ diyen bir lider, kadınların hayatın her alanında erkeklerle birlikte çalışmasını, yaşamasını, fikrini söylemesini istemiş, Türk kadınını olabileceği en yüksek değerde görmeyi arzu etmiştir.

Seçme ve seçilme hakkı dünyanın birçok ülkesinden önce Türk kadının sahip olduğu bir haktır.

Türk kadını isterse bilim insanı olabilir, isterse vali olabilir, isterse hâkim olabilir, isterse bir sahil kasabasında dükkân açıp işletebilir, isterse tüm halkı sokaklara döken bir sporcu olabilir, isterse şarkıları dillere dolanan müzisyen, isterse cumhurbaşkanı olabilir. Bunları yaparken başörtülü de olabilir başörtüsüz de. Bir Türk kadını arabasına atlayıp arkadaşları ile görüşebilir, çocuklarını okula götürebilir. Suudi Arabistan’da kadınların ehliyet alması 2018 yılına kadar yasaktı. Bir Türk kadını ülkesinin geleceği hakkında fikirlerini paylaşabilir, özgür Türkiye’de yönetimi belirleyecek güce sahiptir.

İşin ilginç tarafı hemen hemen dünyanın her yerinde kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip olmak için çeşitli mücadeleler verirken, genç Türkiye Cumhuriyeti’nde aydın bir lider, kadınlara belki de talep etmedikleri haklarını ve toplum içindeki itibarlarını hediye etmiştir. Her konuşmasında kadını yüceltmiş, kadınların eğitimine vurgu yapmış, kadınlar yükselmeden cumhuriyetin yükselmeyeceğini söylemiştir.

Uğruna mücadele verilmeyen hiçbir şeyin kıymeti de bilinmez.

Nedir bu Atatürk düşmanlığının kaynağı, Osmanlı özentisi?

Osmanlı da Osman’ın oğlu Orhan, Orhan’ın oğlu Murad yönetti bir ülkeyi. Şansına Fatih Sultan Mehmet dönemine denk geldiysen ne ala ama deli İbrahim’e denk gelirsen ne olacak?

Her ikisine de padişahım çok yaşa demekten başka yapacak bir şey yok. Osmanlı’nın son döneminde nüfusu büyük çoğunluğu kırsal kesimde yaşamakta ve bu nüfusun sadece yüzde 2’si okuma yazma bilmekte, başka bir deyişle dedesinin mezar taşını sadece toplam nüfusun yüzde 2’si okuyabilmekteydi. 11 milyon kişinin yaşadığı 40.000 köyün 37000‘inde ne okul var, ne postane, ne de herhangi bir dükkân. Tüm ülkede sadece 337 doktor var. 150 kadar ilçede ise hiç doktor yok. Sağlık memuru sayısı 434, eczacı sayısı ise 60, 4770 ilkokul var, ortaokul ve lise sayısı ise 153 ve bu okullardaki öğretmenlerin üçte biri ise eğitimsiz.

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte hızla değişen bu rakamlar, Türk insanının, Türk kadının daha iyi şartlar altında eğitim almasını, çalışmasını, yaşamasını sağladı. Osmanlı’da bir kadının iyi bir evlilik yapabilmekten başka geleceği yoktu. Oysa şimdi bir kadın, olmak istediği her şey olabilir, beraberinde iyi bir evlilik yapabilir, iyi bir anne olabilir. Yarın o annenin evlatları bir ülkenin yönetimine talip olabilir, bir başka annenin çocukları, bir başka anne, bir başka genç kadın bu seçimleri yapabilir, Türkiye Cumhuriyeti tarihine adlarını yazabilir:

Kadınlar eğitildi ve Türkiye Cumhuriyeti tarihine adlarını yazdılar:

Sabiha Gökçen; ilk kadın savaş pilotu

Remziye Hisar; ilk kadın kimyager

Fatma Memik; doktor ve ilk kadın Milletvekillerinden

Sabiha Gürayman; ilk kadın inşaat mühendisi ve voleybolcu

Prof. Dr. Hatice Nüzhet Gökdoğan; ilk kadın gök bilimci ve ilk kadın dekan

Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu; ilk kadın patolog ve ilk kadın tıp profesörü

Safiye Ali; ilk kadın doktor

Bugün hastaneye gittiğinizde kadın doktor talep edebilirsiniz, çocuğunuz için kadın öğretmen seçebilirsiniz, evimin çizimin kadın bir mimar yapsın diyebilirsiniz.

Çünkü Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyet rejimini kurmasıyla beraber, Türk kadınına toplumun her alanında yer verilmesi gerektiğini düşündü.

Sahi, neden bir Türk kadını Atatürk’ü sevmez?