‘’Öğretmenler, cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister’’

Peki nasıl yetişecek bu nesiller?

Yıllar önce izlediğim bir röportajda LGS birincisi olan bir çocuğumuz, elinde fazla kaynak olmadığı için mevcut kitapları silip silip yeniden çözdüğünü anlatmıştı. Burada insanı kahreden iki konu var:

Birincisi, bir çocuğun sınava hazırlanmak için yeterli kaynağa sahip olmamasıyla iyice gün yüzüne çıkan, eğitimde fırsat eşitsizliği,

İkincisi, aynı soruları çözüp ezberleyerek girdiği sınavda birinci olacak kadar ezbere dayalı bir sınavla öğrenci seçiliyor olması...

Bizim eğitim sistemimiz güzel fikirli, birbirinden olabildiğince farklı rengarenk çocukları, önlerine testler, ödüller koyarak 40 dakikalık derslere sabitlemek üzerine kurulu. Derste en sessiz duran çocuk en uslu, akranlarından fazla net yapan en başarılı öğrenci. Test sistemi başlı başına bir kısıtlanmayı ifade eder. Önünüze konan 4 şıktan birini seçmek zorundasınız, konu hakkında yeterince bilgi sahibi olup olmadığınızı ölçemez, ekleyecek bir şeyiniz olup olmadığını merak etmez, farklı bir fikir üretmenizi istemez, yorum beklemez. Test sistemi ile yetişen nesiller zamanla sadece kendi önlerine konulanla yetinmeye başlar,  verilenden ötesinin varlığını sorgulamaz.

Peki böyle sınavlar var oldukça, en çok ezberleyen birinci olup muhakeme yeteneği gelişmediğinde ne olacak çocuklarımız. İnisiyatif almayı bilmeyen nesiller, fikrini dile getiremeyen daha da kötüsü fikir üretemeyen nesiller yetişecek.

10 yaşını doldurmuş olan herkes bir şekilde tecrübe etmiştir ki hayat her zaman bir çizelgede belirlenen doğrultuda ilerlemez. Her zaman karşımıza hesapta olmayan aksilikler, değişen şartlar, yeni fırsatlar çıkabilir. Peki eğitimleri bunca ezbere dayanan çocuklar ezber dışı koşullarla nasıl başa çıkacaklar?

Zamanında aileleri, öğretmenleri tarafından fikirleri sorulmamış, sorulsa da değer verilmemiş çocuklar, nasıl büyüyüp fikri hür nesiller olacak?

Yargılarına güvenilmemiş, kurallar çerçevesinde hareket etmesi beklenen, öz benliği gelişmemiş çocuklar nasıl vicdanı hür yetişkinler olacak?

Belki de bu asil cümlede anahtar ‘hür’ olmak. Özgürlük hem bedensel hem zihinsel gelişimimizin temel taşı. Eğitim ezberden ve çerçevelerden uzak, eğitilen kişinin beklentilerini, yeteneklerini de gözeterek yapılmalı. Son zamanlarda yapılan pek çok araştırma insanın bütünsel olarak geliştiğini kanıtlıyor.

Müzik, spor ve oyunun, çocuğun ders çalışacağı vakitten çalan akıl çeldiriciler değil, öğrenme sürecini destekleyen temel unsurlar olduğu ortaya koyuluyor. Beden ve zihin birlikte gelişiyor.

Bu yıl Milli Eğitim bazı temel konularda değişikliğe gitti. Umuyorum önümüzdeki yıllarda müzik ve spor hak ettiği ölçüde temel eğitim içinde yerini alır. Öğrencilerin bilgiden bilgiye ulaşma yollarını öğrendiği, muhakeme yeteneğini geliştirebildiği ve fikirlerini ifade edebildiği bir müfredat oluşturulur. Umuyorum bir çocuğun tekrar tekrar okuduğu kitap, sadece en favori kitabı olur. Umuyorum böyle bir sistemde okullarımızdan fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nice bilim insanları, akademisyenler, siyasetçiler, sanatçılar, sporcular yetişir.