Hepimizin bildiği üzere Yalova ile İstanbul’un deniz yolu bağlantısı da bulunmaktadır. Hatta ben kendimi bildim bileli İstanbul’a gitmek için en önemli seçeneklerden birisidir deniz yolu bağlantısı. Şu anda bu bağlantı sadece bir firma tarafından sağlanıyor. Çok eskiden bu deniz yolu işletmesi devlet kontrolünde olduğu, devlet tekelinde olduğu zamanda bile tekel olmasına rağmen bu biçimde zorlayıcı ve mecbur bırakıcı değildi diye düşünüyorum. Hatta birçok dönemde alternatif çözümler de vardı. Bir dönem İstanbul Belediyesine ait bir işletme ve yine alternatif olarak da bir de şehir hatları vapurları vardı. İsteyen her iki seçeneği de kullanırdı. Fakat aradan yıllar geçip mükemmel bir biçimde hatta 21. yüzyıl yönetim tarzıyla yönetildiğimiz bir süreçte bundan yine 50 yıl öncesine döndük. Tekelleşmenin en zirve noktasını yaşıyoruz.
Deniz taşımacılığı yapan şirket önceden belediyenindi. Yani kamunundu. Sonra bu kurum zarar ediyor söylemi ile ya da işte özelleştirme çok güzel bir şeydir bunu ‘özelleştirelim’ dendi özelleştirildi. Ancak denetim, düzenleme, kamu yararı, fiyatlar, işletme politikaları ise tamamen serbest bırakıldı sanırım.
Halbuki yapılması gereken her şey kamu yararına yapılmalı kamunun varlığı önemli bir şey değil mi?
Yani halk önemli değil mi?
Yapılan işlerin halk yaranına olması önemli değil mi?
Yapılan her şey halk için olmalı, vatandaşın yararına olmalı ama sanırım öyle olmadı. Deniz taşımacılığının özelleştirmesi ile birlikte şartlar tamamen vatandaşın zararına mı oldu?
Gözüken o ki şu anda hemen her şey vatandaşın aleyhine işliyor, özel şirketler tarafından vatandaşın lehine işleyen hiçbir politika, güzelleştirme, iyileştirme yok gibi gözüküyor ki bu benim kişisel görüşüm.
Daha çok saatte sefer düzenlemeleri yok, daha çok lokasyona sefer düzenlemeleri yok, daha hızlı daha yeni gemiler yok. Daha emniyetli gemiler var mı bilmiyorum?
Daha ucuz, daha ekonomik seyahat imkanları yok yok yok!
Peki ne var?
Dilediğince ücretler, daha az yatırım, daha güler yüzlü, anlayışlı personel mi var?
Daha iyi mi hizmet alıyoruz?
Şimdi diyelim ki deniz yolculuğu için bir bilet aldınız ve sonra iptal etmek istiyorsunuz tabi ki bu iptalin şartları var. Örneğin bileti bir gün önce almışsınız akşam bir gün sonrası sabah 11:45’e bilet almışsınız, sabah saat 7:15’te yani 4,5 saat önce biletinizi iptal ederseniz sizden fahiş bir cayma bedeli 289 TL gibi bir rakam alıyorlar.
Şimdi bu cayma bedeli neyin bedeli şirket ne yapıyor da bu kadar bir cayma bedeli alınıyor?
Benim için ya da benim arabam için orada bir yatak mı hazırlanıyor?
Öncesinde hazırlık mı yapıyor ki ben caydığım zaman benden bu büyük bir cayma bedeli alıyor. Şirket orada ne tür bir şey yapıyor da böyle bir cayma bedeli hakkına sahip tutuyor. Yani 4,5 saat öncesinde ne tür hazırlıklar yapılmıştı ki 4,5 saat önce iptal edilen biletten bu kadar büyük zarar ediyorum diye kesinti yapılıyor. Bu şirket kendini Otel olarak mı tanımlıyor da bu büyük cayma bedeli alınıyor?
Burası otel olsa ki otellerin çoğunda bile ücretsiz iptal var belirli bir saate kadar sizin için oda rezerve ettik odayı temizledik hazırladık işte düzenledik diyerek cayma bedeli kesiliyor. Fakat şirket ne yapıyor ki bizden cayma bedeli alıyor. Merak ediyorum kişisel olarak, dediğim gibi ben bu hizmetlerden kişisel olarak hiç memnun değilim. Özelleştikten sonra verilen hizmetlerden memnun olmadığımı net olarak söyleyebilirim.
Merak ediyorum özelleştirme sonrasında deniz taşımacılığı yapan şirketten memnun olanlar var mı? Vatandaşlardan kiminle konuşsam bir dokun bin ah işit gibisinde birçok şikayet ve serzeniş duyuyorum. Peki soruyorum Yalova’mızın güzide seçilmiş ve atanmışları bu konuda herhangi bir şikayet almadılar mı?
Şikayet aldılar ise herhangi bir şey yaptılar mı?
Eğer birisi gerçekten bir hizmet yapmak istiyorsa, rahat insanları rahatsız etmeli, suskunları konuşur, uysalları hareketli hale getirmeli, donuk insanlar arasında karşıtlık ve mücadele çıkarmalıdır. Vallahi bu insanların arasında şüphe yaratmak kesin bilgi meydana getirmekten bin kat daha büyük hizmettir.
Ali Şeriati