Yedi milyarlık dünya nüfusunun bir buçuk milyarı kutsal Kitabımız Kuran-i Kerime inanan Müslümanlardan oluşmaktadır. Bu kadar büyük bir nüfus Kuran’a inanmakla beraber, bir kısmı Kur’an’ı eline hiç almamış, bir kısmı hiç okuyamıyor, bir kısmı sadece metnini okumuş, mealine ve tefsirine bakmamış, bir kısmı sadece meal ve tefsirini okuyup, metnini okumamış vb. çok çeşitli Kuran’a yaklaşımlardan oluşuyor.
Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim’e yakınlık hissedenler, bu ayda Kuran’ı Kerimi metninden okuyarak hatim ve mukabele okuma konusunda yoğunluk göstermektedir. Bu ayda toplu olarak mukabele okumaları da ayrıca meşhurdur.
Kur’an’a bu yaklaşımların hepsi ayrı ayrı yorumlanabilir, ama birer tercih olması dolayısıyla, herkes içine daha çok sinen tercihi uyguluyor. Ama bu Müslümanlar içinde en ilginç olanı hayatı boyunca inandığı, dünya ve ahiret saadetini kendine sunacağına iman ettiği kitabı hiç okumayan, okuyamayan, ilgisini çekmeyen kesimdir elbette. İnanç açısından bu kadar önem verdiği kitabı ömründe hiç okumamış olmak, bu gerçekten çok garip bir durum.
Hâlbuki Kuran insanın gönlünün daraldığı, moralinin çöktüğü, huzursuzluk zamanlarında okunduğunda, içindeki emirlerden bir kısmını yaptığında bile insanı ferahlatan bir kitap. Yalnız kaldığımızda saatlerce okuyarak bizi yormadan bize arkadaşlık eden bir kitap. Dinlediğimizde ruhumuzu okşayan, duygularımızı canlandıran bir kitap.
Peki bu kadar hayatımızla içli dışlı olması gereken bu kitabımızdan neden bu kadar uzağız? Bunun çeşitli nedenleri vardır elbette. Belki kimisi çocukluğundan beri yoğun hayat akışından vakit bulamadığı, kimisinin ailesinden gelen gelenekten dolayı uzak kaldığı, kimisi dünyalık işlere kapıldığı, kimisi zorluğu gibi nedenleri mazeret gösterebilir elbette…
Çiftlikköy Sahil Camiinde yetişkinler yani yaşları 87’ye kadar yukarıdaki kişiler de dahil erkekler için, yıllardan beri uygulanan bir Kuran kursumuz var. Bu kurs, Yalova’da bu formatta ilk açılan kurstur. Yetişkin kadınlar için birçok camide bu kursları görsek de, erkekler için hala Yalova’da tek örnek diyebiliriz. Şu ana kadar beş yüzün üzerinde yetişkin bu kursu bitirerek Kuran’la arkadaş olmayı başarmıştır. Özellikle yaşlılıkta insana en çok lazım olan arkadaşlığı Kuran’la oluşturan bu kursiyerlerin her biri çok mutlu ve çok memnunlar. Her gün belli zamanlarını Kuran’la geçirerek ahırı ömürlerinde Kuranın hazzını yaşıyorlar. Ayrıca bu kursiyerlerle hocaları arasında oluşan bir bağ var. Bu bağ gereği de, her yıl iftar ve çeşitli buluşmalar düzenlenerek, bir araya geliyorlar. Anıları tazeliyor, ölenlere rahmet okuyorlar. Mutlu bir kesim yani.
Peki, bu kurs nasıl açılmış, nasıl yürütülüyor, başarı durumu nedir, kursiyerler nerden geliyor, gibi sorular da aklımıza takılıyor elbette. Bu kurs müftülük bünyesinde Hafız Mehmet Karaman hoca tarafından başlatılmış ilk defa. Hatta ilk başlangıçta kimseyi ikna edemediği, herkesin böyle bir kursu başarmama ihtimalinden dolayı bu kursa olumsuz baktığını belirtiyor. Her şeye rağmen ilk açılan kursta hocanın sabrı, öğrencilerin ısrarı ve özgüven tazelemeleri nedeniyle ilk kursiyerler bu işi başarıyla tamamlamışlar. Daha sonra bu ilk kurs örnek teşkil etmiş. 87 yaşında bile bu kursa devam eden öğrenciler dahi finale bitiş noktasına ulaşmışlar. Bu kurs belki de on yıldan beridir devam etmekte. Hocanın sabır ve motivasyonu öğrencilere güven sağlayarak bu başarı elde ediliyor.
Öğrenciler Çiftlikköy ağırlıklı olsa da Orhangazi ve Çınarcık’tan, Yalova merkezden bile gelmekteler. Aslında bu durum ulusal basının bile konusu olmalıdır. Türkiye’de bile örnekliği az olan bir konu. Özellikle yaşlıların rehabilitesinde çok önemli bir proje olarak bile gündeme gelecek bir konudur. Yalnızlığı, korkuyu, kimsesizliği yaşayan, toplumla kaynaşamayan, çevresine saran, huysuzlaşan, zaman geçiremeyen, iç dünyasında buhranlar yaşayan yetişkinler için gerçekten tamir edici bir kurs.
Ayrıca inandığı Kuranı hiç okuyamadan ölmeyi de bir Müslüman istemez. Gecikmiş bir karar da olsa ahırı ömürde Kuran’la tanışmak özellikle mutluluk verici bir durum.
Ramazan ayında bu konuyu gündeme getirerek, Kuran ayında belki bazılarımız için bir başlangıca sebep olabilir miyim diye düşündüm. Bu kurslara zemin hazırlayan müftülüğümüze, başaktör Mehmet Karaman hocamıza, bu kurslara sabırla, ısrarla çalışıp gelen kursiyerlere de buradan teşekkür etmek isterim.
Ölenlere de rahmet dilerim. Bu fırsatı hala kaçırmış değiliz unutmayalım…