Bugün Müslümanlar gidişattan memnun olmadıklarını söylüyor. Özellikle 40 yaş üstü, önceki dönemlerdeki camilerde namaz ve faaliyetleri, komşuluk haklarını, helal ve haram duyarlılığını, namus ve ar anlayışını, gelenek görenek gibi birçok konuyu yaşayarak görmüş. Bu günkü değişimin de net bir şekilde farkında olduğu için bugünün yaşantısından şikayetçi.

Şikayetçi ama kendisi de bu sel felaketinin içinde debelenip duruyor. Her mütedeyyin insan insani ve ahlaki değerlerin hırpalanmasını, edeb ve adabın yok oluşunu görüyor ve bu halden şikayetçi.

Peki çözümümüz yok mu?

Nerden başlamamız lazım, bu şikayetlerle nereye gidiyoruz, bir müdahale yok. Kimisi sorumluluğu devlete, iktidara, Diyanete, Milli Eğitime vb. atarak kenara çekilmekle acaba düzelecek mi bu gidişat?

Bence hayır. Herkes ferdi olarak bir şeyler yapmaya başlaması lazım. Önce BEN’den başlamak gerek. Her bina temelden başlar inşa edilmeye, biz de temelden düzeltme yöntemiyle yola çıkmamız lazım inancındayım. Biz düzelirsek, dünya düzelir.

Öyleyse ne yapabiliriz. Bence küçük dokunuşlarla başlamamız bile bir adım olacaktır. Mesela bir gün 24 saat 1440 dakikadır. Bir ay 720 saat,1.296.000 dakikadır. Bu zamanda şöyle bir planlama yapamaz mıyız?

Günde bir vakit namazı evde bir vakti de Camide cemaatle kılsak, diğerlerini işyeri vs. Eğer kılmıyorsak da bu iki vakitle başlasak. (Toplam 45 dakika)

Her ay bir kere de olsa bir akrabamızı veya dostumuzu evimizde davet etsek. Abartısız ikramlarımız olsa, hal hatır sorsak, aileler ve çocuklarımız tanışıp kaynaşsa. Canlı bir temasımız olsa bu kişilerle. (3 saat)

Her gün sadece 10 dakika Kuran veya mealini ailece, olmuyorsa fert olarak okuyup Yaratanla mükaleme etsek. (10 dk.)

Her gün 1 kişi veya Cuma günleri 7 arkadaşınız, fakir, kimsesiz, akrabanız, yaşlı veya genç kişilerden seçip arasak, hal hatır sorsak. (20 dk.)

Her gün bir tanıdığımıza bir çay ısmarlasak veya bu çay bedelini bir muhtaca versek, verememişsek kumbaramıza atıp, ay sonunda birikeni sadaka olarak dağıtsak.

Her namazın peşinden ailemiz, akrabamız, dostumuz, ülkemiz ve ümmete, fakir, borçlu, mağdur, mazlum, ölmüş akraba ve müminlere dua etsek. (5 dk.)

Samimi dostlarımızdan bir kişiyi haftada bir gün bu saydığımız iyiliklere teşvik ve ikna etsek. (20 dk.)

Her ay bir kitap bitirsek, mümkünse ailece her gün 20 dk. kitap okuma saati koysak. (20 dk.)

Bunlar dışında kalan davranışlarımızı kısıtlamak veya kısıtlamamak sizin tercihiniz olsun.

Günlük 1440 dakikadan 110 dakikayı bu işlere ayırmış olacağız. Bunu yaparken aslında hayatımızdaki bu değişim bizi mutlu etmede, huzur bulmada, sosyalleşmede, dualara konu olmada, Rabbimize yakınlaşmada, ahiret sermayemizi büyütmede, toplumu değiştirmede büyük bir rol aldığımızı göreceğiz. Kendimizdeki değişim ve dönüşümü, iç huzurumuzu göreceğiz, Aile içindeki mutluluğu müdrik olacağız. Daha niceleri.

Demek ki başkalarından bir şey bekleme yerine kendimizin sorumluluğunu görmemiz daha önemli ve müessir. Allah bu basit eylemleri yapabilecek irade versin cümlemize.

Allah’a emanet olunuz…