Son haftalarda ilkokul 4. sınıftan itibaren öğrencileri ilgilendiren özel okulların bursluluk sınavları yapılıyor. Özel okullar için amaç başarılı çocukları tespit edip burs imkanlarıyla öğrenci olarak alabilmek, okullarının fiziki koşullarını, eğitim seviyelerini velilere ve öğrencilere gösterebilmek. Veliler için amaç çocuğunun Yalova ve Türkiye geneli sınavlarda durumunu tespit edebilmek, özel okula gönderme imkânı olanlar içinse burs olanağı yakalama.

Bütün bu amaçlardan ziyade özel okullarda bir süre vakit geçirmiş olan gören gözler, özel okullar ve devlet okullar arasındaki kapanmaz farkı çok daha iyi gözleme şansı buldu. Bir tarafta 40 kişilik, 1 derste çocuğa söz hakkı bile gelmesi mümkün olmayan sınıflar, diğer tarafta 15 kişilik tekli sıralar ve dolapların bulunduğu özel okul sınıfları. Bir tarafta ödenek yetersizliğinden güvenlik personeli çalıştıramayan devlet okulları, diğer tarafta kuyruklu piyanoların bulunduğu antrelerinde güler yüzlü danışmanlarıyla hizmet veren özel okullar. Bir tarafta şikâyet edilmezlerse aralarında topladıklarıyla parayla çocuklarına fazladan yabancı dil, robotik kodlama dersi aldırmaya çalışan velilerin olduğu devlet okulları, diğer tarafta müzik, resim, bilim atölyeleriyle yarışan okullar.

Bir tarafta alışık oldukları ortamlarda rahatça salınıp giden özel okul çocukları, diğer tarafta belki hayatlarında sadece bir kez adım atacakları özel okullarda, asla sahip olamayacakları imkanlar içinde şaşkın devlet okulu çocukları. Eğitimde fırsat eşitsizliği ancak bu kadar dikkat çekici olabilirdi.

Osmanlı döneminde özel okullar azınlıklara verilen bir hak olarak değerlendirilirdi. Tazminat Fermanı sonrasında açılan ilk Türk özel okulu ise yine devlet desteğiyle açılmış ve her dinden öğrencilerin kabul edilmesi nedeniyle kısmen laik sayılacak bir yapıya sahip olan, Osmanlılık bilincine uygun insanlar yetiştirme amacıyla açılan Galatasaray Sultanisi’ydi. Gerek azınlıklar için kendi dinlerinde eğitim vermemesi, gerekse ücretlerin yüksekliği nedeniyle okula fazla rağbet olmayınca, ilk açıldığı yıl okuldaki 300 öğrencinin yarısından ücret alınmamış, böylelikle özel okullardaki bursluluk programının da temelleri atılmıştı. 

Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk eğitime özellikle önem vermiş. Milli eğitim politikası geliştirilmesi yönünde pek çok çalışma yapılmıştır. Atatürk’ün 1925 yılında yaptığı konuşmada şöyle diyor:

‘Önümüzdeki sene için devletçe yapılabilecek büyük fedakarlığı rica ederken, varlıklı kişilerden olan vatandaşlarımıza da himayeye muhtaç olan çocuklarımızı özel girişimleriyle okutup yetiştirmelerini önemle tavsiye ederim.

1928 yılında Atatürk’ün kuruluşuna öncülük ettiği Türk Eğitim Derneği (TED)’in ilk yönetmeliğinde şu ifadeler yer alıyor: ‘TED maddi olarak eğitim imkânı bulamayan zeki ve başarılı öğrencilerin barındırılacağı yurtlar kuracak, çeşitli ihtiyaçlarına destek sağlayacak, yüksek öğrenime devam eden ancak maddi olanakları bulunmayan öğrencilere burs imkânı sağlayacaktır.’

Cumhuriyet politikası eğitimde özel girişimleri, imkânı olanların olmayanları da sahipleneceği bir yapı olarak görmüş, eğitimde sosyal devlet ilkesini öne çıkarmıştır.

Bugün itibariyle sadece Yalova’da özel 9 ilkokul, 11 ortaokul ve 15 lise bulunuyor. Bazı özel okullarda ilkokuldan liseye kadar eğitim verildiği için rakamlar akıl karıştırıcı olabilir. 2023 yılında KPSS öğretmenlik sınavına başvuru yapan öğretmen sayısı 572.019. Yani bu miktarda atanamayan öğretmen var.

Keşke okulumuz da olsa...

Her şehre, akademik yeterliliği gerçekleştiremeyen üniversiteler açmak yerine, okul öncesi, ilk ve orta kademelerde devlet okulu açmak, atanamayan öğretmenleri istihdam etmek, sınıf mevcutlarını düşürmek, fiziki şartları iyileştirmek anlamına gelir. Bütün bunları yapabilmek demek geleceğimizi yeniden tahsis edebilmek demektir. Nobel ödüllü Amerikalı ekonomist Heckman 2003 yılında yaptığı araştırmada eğitime yapılan yatırımların ekonomiye dönüşünün analizini ortaya koyuyor. Sonuçlar düşündürücü.

Okul öncesi döneme yapılan her 1 birimlik yatırım ekonomiye 7 ile 10 kat arasında. Üniversiteye kadar okul dönemine yapılan 1 birimlik yatırım ise 7 ile 4 kat arasında geri dönüş sağlıyor. Yani okul öncesine 1 çeyrek altın yatırsanız 10 çeyrek altın geri alıyorsunuz, okul dönemine yatırılan 1 çeyrek altın gelecek yıllarda beşibiryerde olarak karşınıza çıkıyor. Devletin en çok yatırım yapması gereken alan, kısa vadede de uzun vadede de eğitimdir.

İsteyen çocuğunu özel okula göndersin tabi ki, ama özel okula gönderme nedeni sınıf mevcutları, sağlam duvarları, kapılarındaki güvenlik görevlileri olmasın.