Son bir haftadır Türkiye’nin iki gündem maddesi var. Biri köpekler insanları ısırsın mı, ısırmasın mı? Diğeri ise Diyanet İslam’ı anlatsın mı anlatmasın mı?
Bakıldığında ikisi de saçma görünse de, ülkemizde sahi gündem olmuş bunlar.
Köperkler diğer hayvanlar gibi can taşıyor, dilleri yok, dertlerini anlatamazlar. Biz eskiden köylerde yokluk dönemlerinde bile, sabahleyin kalktığımızda ailemizden öğrendiğimiz, sadaka olarak kedi, köpek, kuş gibi hayvanlara ekmek veya yiyecek atardık. Bunun sevap olduğunu ve o gün muhtemel başımıza gelebilecek belalardan uzak kalmamıza vesile olduğuna inanırız.
Eşek, at, öküz gibi iş yapan hayvanların karnını doyurma, su içirme, dinlendirme ve taşıyamayacakları yükleri onlara yüklemenin çok günah olduğunu bilirdik ve buna riayet ederdik. Ama insanları sürekli ısıran, arkadan tekme atıp insanları yaralayan, saldırgan eşekleri de ıssız bir yerde kafasından mermi ile infaz ederdik.
Günümüzde sokaklar köpek dolmuş, evinde birkaç ay köpek besleyip hevesini alanlar bile küpeli, tasmalı köpekleri sokaklara saldıklarını, vahşi, saldırgan köpeklerin de sokaklarda birer mayın gibi dolaştığı bir dönemdeyiz.
Hayvan savunma rolü yapanlara bakıyoruz, sokaktaki bu hayvanlarda ikişer, üçer sahiplensin ve bu tehlikeden halk kurtulsun. Yok bunu yapmazlar. Başkalarına yönlendirsinler, onu da yapmazlar. Barınak kurup, orada baksınlar, on ada hayır. Ya ne olacak? Bu hayvanlara kimse dokunamaz, gerekirse, evinizi, yolunuzu değiştirin. Ama bu hayvanlara dokunamazsınız…
Bu samimiyet yoksunu talihsiz tipler bir şov peşinde oldukları açık. Bunlar muhatap bile alınmamalı, yok sayılıp, doğrular ne ise ona odaklanmak gerek…
Diğer handikap da dinsizlerin, dine ayar verme cüreti. İslam dininin bir kitabı vardır, Kuran. Müslümanlar bu kitaba göre yaşarlar. Onu referans alır, onun buyruklarına uyarlar. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bir Cuma hutbesinde, Anayasal görevi "toplumu din konusunda aydınlatmak" olan bir teşkilat olarak Diyanet İşleri Başkanlığının, İslam’ın hak ve hakikate davet eden, hayata huzur getiren, güzel ahlakı öğreten mesajlarını, tüm mensupları ve imkanlarıyla millete ve insanlığa tanıtmakla kanunen sorumlu olan kurumun başındaki Prof. Dr. Ali Erbaş’a çıkmış bir hadsiz, abdestsiz şahıs, belki de sarhoş kafayla; “Bir Diyanet İşleri Başkanı var ki akıllara zarar! Adam kendini resmen Şeyh'ül-İslam sanıyor. Cuma hutbesinde, ‘Kadınların yüz, el ve ayakları hariç örtünmesi gerektiğini, kadınların gençlerin erken yaşta evlenmesi gerektiğine’ dair bir şeyler saçmalamış. ‘’Diyanetin sınırsız bütçesiyle, saltanat süren bu hadsiz adam” gibi ifadeler kullanan saygısız şahıs kürsüde basına zırvalayıp, kürsüden indi.
Be melun diyesim geliyor, ahlakım sus diyor. Ama sustukça bu tipolojilerin sesi daha cesur ve hadsiz çıkmaya başlıyor. Sen kimsin de Müslümanların kitabına dil uzatabiliyorsun. Sen ne mahluksun ki, Müslümanların dini liderine ve kutsal kitaplarına ağıza alınmayacak hakaretleri sarf ediyorsun. Senin soy şecerene bakmak lazım, ceddin kimlere dayanıyor?
85 milyonun gözüne bakarak bu saçma hakaret ve din düşmanlığını yaparken, partisinden de çıt çıkmadı. Demek ki hepsi sözcüleri gibi düşünüyor.
Diyanet Başkanı Erbaş'ın Cuma da ne demiş? “Müslüman kadın ve erkeklerin davranışları ve kıyafeti hususunda Kur'an-ı Kerim'in Ahzab Suresi (59) ve Nur Suresi (30-31) ayetlerinin ve Hazreti Muhammed'in konuyla ilgili hadislerinin açıkça ortaya koyduğu temel çerçeveyi açıklamış.
Tamam da senin parti merkezinde, kilisende, havranda konuşmamış ki, Müslümanların camisinde, Müslümanların kitabından konuşmuş. Sana ne...
Evet biz sokaklarda anadan üryan, yatak kıyafetleri ile dolaşanlardan rahatsızız. Kendi çocuklarımızın bu ahlak yoksunlarından etkilenmesinden mustaribiz. Biz inancımıza göre giyinmek, evlenmek, aile olma ve yaşamak istiyoruz. Özgürlüğümüzü siz mi belirleyeceksiniz?
Bu millet bu zihniyete hiçbir dönem güvenmedi. Seçim esnasındaki örtülü mankenleri yanlarına almaları, Cumaya gitmeleri, Kuran okumaları vs. hep aldatmaca olduğunu gördü ve ferasetiyle anladı. Allah’ım, bu gerici, yobaz, tahammülsüz, din yoksunu, cahil ve aymazlara asla fırsat verme.
Amiiin.