Sosyal medya için; bireyin etkileşim içinde bulunabildiği çevrimiçi bir platform olarak da ifade edilebilen sosyal medya araçlarına; forumlar, bloglar, wikiler, paylaşım siteleri, sosyal ağ siteleri, mikro-blog siteleri ve çevrimiçi diğer sanal dünyalar örnek olarak gösterilebilir.
Sosyal medya çıktı çıkalı ya da bu kadar yoğun ve popüler kullanılmaya başlandığından bugüne sürekli olarak seviyesizleşme devam ediyor. Aslında her şey daha iyiye, güzele doğru tekâmül etmeli iken sosyal medya sürekli bir bozulma ve kötüye doğru evrilme yaşıyor. Sosyal medya hemen her şeyi yönlendiriyor. İnsanlar artık kitap okumuyor bilgi için sosyal medya kullanıyor. Çok pratik ve hızlı bir öğrenme yöntemi ama burada verilen bilgi doğru mu, yanlış mı, nasıl bir denetimden geçti kim biliyor. Sosyal medya da her duyduğunuz, gördüğünüz veya okuduğunuz doğru mu? Hemen her şey iyiye güzele evrilirken sadece sosyal medya mı sürekli bir alçalmaya veya çukurlaşmaya doğru evriliyor? Tabiki hayır, sosyal medya da dünyanın ve ülkemizin geldiği kaliteyi ya da kalitesizliği, ahlakı ya da ahlaksızlığı gösteriyor.
Ayrıca bu sosyal medya popülerliğinde eline mikrofonu alan televizyoncu, şov programcısı anketör hatta yorumcu oluyor. Cep telefonu olan biri reklamcı, blogger, vlogger vb. oluyor hemen her konuda ahkam kesmeye başlıyor. Kavgalar, küfürler, aşklar, meşkler, kıskançlıklar hep göz önünde sosyal medya da yaşanıyor artık.
Biri bir vatandaşa mikrofon uzatıyor vatandaş X partisi hakkında veriyor veriştiriyor. Tamam bunda sorun yok zaten ağzı olan konuşacak. Sonrası asıl beter olan bu konuşmayı Y partisinin çok çok saygın yeni-eski siyasetçi başkan alıyor hemen yayınlayıp altına bakın bu parti neymiş diyor. Ya da tam tersi vatandaş X partisi hakkında çok güzel şeyler söylüyor. Hemen X partisinden yetkili kim varsa bunu paylaşıp altına bakın işte biz böyleyiz diyor.
Sosyal medyada konuşan bir, üç, beş, yüz kişinin fikri ya da düşüncesi ya da hayali hezeyanı kızgınlığı tüm bir toplumu temsil etmez, yine sosyal medya da konuşan bir kişin söyledikleri diğerlerini bağlamaz hatta ilgilendirmez, birinin söylediklerinin doğru olup olmadığı önemlidir. Hatta birçok alanda kişinin söylediklerinin bilimsel gerçeklikle uyuşup uyuşmadığı, kaynak barsa doğruluğu vb. gibi birçok konu sorgulanmalıdır.
Seçim sürecinde çokça göreceğimiz haberler, popüler paylaşımların tamamı doğru olmayabilir hatta çok azı doğru olabilir. Medya da gördüğünüz her şeye inanmayın, kurgu olabilir, şov olabilir, film olabilir hatta doğrudan yalan bile olabilir. Şimdi TV ekranlarında izlediğiniz her şeyi doğru kabul ederseniz çok (mutlu) safdil bir yaşantınız vardır demek ki televizyonlar denetim altındadır oysa ki sosyal medya ise tam bir keşmekeş neredeyse bir sanal savaş yaşanıyor ve gücü olan kendini haklı, zengin, güzel, mutlu, adil, kazanmış gibi gösterebiliyor. İçimizde ahlaksız bir medya var. İşine gelen zehri allayıp pullayıp bal diye, işine gelmeyen şerbeti döküp saçıp zehir diye sunmaktan utanmayan demişti bir şair. Türkiye’de medya öyle bir şeydir ki sana kuzuyu kurt, kurdu kuzu olarak gösterir.
Sosyal medyanın hiç mi faydası yok?
Yoo asla!
Ciddi faydaları var. Mesela sosyal medyanın en önemli faydalarından biri tüm dünyada olan gelişmeleri, haber ve bilgileri anında ulaşılır kılmasıdır. İnsanların özgüveninin artmasına olanak sağlar ve yaşamlarındaki bazı tabuları yıkıp fikirlerini çekinmeden ifade etme olanağı sunar. Özgür bir ifade ve iletişim ortamı sunar, herkese ulaşım hakkı sunar ki adil değil ama yine de de her kesimden insan sosyal medyada kendini ifade edebilir.
Gördüğünüze, duyduğunuza, okuduğunuza hemen inanmayın, önce akıl süzgecinden geçirin, mantık örgününde işleyin, bilgi örsünde dövün, ölçün, biçin, tartın ve emin olmak içinde vicdanınızın sesine de kulak verip öyle inanın kopyalayıp paylaşın.
Kitleleri hükmü altına alan bir zorbalık çağının en karanlık günlerini yaşıyoruz. Dünyanın her yerinde acı var. Yegâne erdemin kar tutkusu olduğu bu düzenin en etkili aracı ise medya. Bir an önce bizden çalınan sözcüklerimizi geri almalıyız. Yoksa bize tek bir sözcük kalacak: Utanç.José Saramago