Dijitalimin hayatımızı örselediği, adeta kasıp kavurduğu bir dönemden geçiyoruz. Konuyu zaman zaman Diyanet işleri Başkanlığı döneminde dile getiren Mehmet Görmez Hocadan dinlemiştim etraflıca. Önemli tespitler yapıyor hoca, genç yaşlı, kadın erkek, eğitimli eğitimsiz, toplumun tüm katmanlarını düşünmeye sevk edecek özgün mesajlar veriyor. Hatta Muhammed Gazali’ye atfen aldatıcı dindarlık kavramının içeriğine dair bilgiler veriyor. İslam Dünyasının baş belası bir problemin gündeme yeniden getirilmesi sadedinde önemli buluyorum bu değerlendirmeleri.
Zira inanç dünyamız işte tam buradan büyük yara almış ve dindar olmak yerine öyle görünmek ciddi bir fenomen haline gelmiştir.
Konu ile ilgili olması bakımından Prof. Dr. Ejder Okumuş’un gösterişçi dindarlık makalesinden istifade etmek mümkündür.
Bir paragrafını paylaşmakta belki bu anlamda meramı anlatmaya yardımcı olabilir.
“Gösteriş, kişinin içinde taşıdığı şeyin tersi bir biçimde davranışta bulunması; kendini, gerçekte olduğu gibi değil de bunun tersine iyilik ve güzellikle muttasıf göstermesidir. Buna göre örneğin "Onlar gösterişte bulunurlar" (107/Mâ'ûn, 6) ayetinde "gösterişte bulunurlar" ifadesi, "insanlara karşı içlerinde bulunmayan şeyle hareket ederler", yani "gerçek yüzlerinin aksini gösterirler" manasındadır. Burada niyet önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. İhlaslı eylemin tersine gösterişte eylem niyetle uygunluk arz etmez. Gösterişçi niyetini taşımadığı halde bir davranışı yapıyor görünür. Diyebiliriz ki gösterişte, icra edilen davranış, insanın gerçek niyetine kısmen veya tamamen terstir. Bu bağlamda gösterişin içten pazarlıklılık olduğu söylenebilir. Nitekim bir hadiste niyet-amel ilişkisi bağlamında müminle münafığın farkı ortaya konulmaktadır: "Mü'minin niyeti, amelinden, münafığın ameli ise niyetinden hayırlıdır."(Taberani)
(Prof. Dr. Ejder Okumuş, Ank. Sosyal Bilimler üniversitesi öğretim üyesi “Gösterişçi Dindarlık” makalesi)
Dijital imaj kurbanı olmak
İnsan idrakinin ruhsal dinamizmini tırpanlayan, aklı ve kalbi sadece göze indirgeyen, görsel bir idrak anlayışının toplumun ahlaki gelişimine zarar verdiğini belirtiyor Prof. Görmez Hoca.
Zihnin ve duyguların beslenme kanallarının, dijital,(görsel) materyallerin baskısıyla adeta darmadağın edildiğine vurgu yapıyor.
Bakmanın görmeye, bilmenin bilince, sözün hikmete dönüşmesi demek olan idrak olgusunun, dijital tehlike karşısında nasıl savunmasız kaldığını ifade ediyor yazılarında.
Aslında bildiklerimizle ve okuduğumuz birçok yorumla örtüşen tarafları olmakla birlikte, meseleye vakıf bir bilim insanının, yılların çabasıyla demlenmiş özgün haykırışıdır bu.
Dijital egemenliğin, toplum ahlakına olumsuz etkilerinden örnekler vererek Dindarlık ve ahlak anlamında ciddi bir kırılma haline dikkat çekmekte.