1994 veya 1996 yıllarıydı.

Devlet hastanesi, şimdiki diş hastanesinin bulunduğu yerdeydi. Emektar hastane, o zamanlar Yalova’nın yükünü çekmekte zorlanmaya başlamış olmalı ki, ek üniteler falan yapılmıştı.

O yıllara dair bir hatıramı paylaşmak isterim.

Yalova’nın mahalli gazetelerinden Haberci de yeni yazmaya başlamıştım.

Devlet hastanesinin polikliniklerinin bulunduğu kısım eski hastane kısmıydı. Yataklı bölüm daha sonra ilave edilmiş nispeten daha yeni ve kullanışlıydı.

O eski binanın dar koridorunda hastalar muayene sıralarını beklerlerdi.

Kalabalık ve yoğunluk, sabahın ilk saatlerinden itibaren sadece nefesle ısınıverirdi. Yüz metrekareyi bile bulmayan tüm poliklinik alanı, sırasını bekleyenleri daraltıyor bunaltıyordu. Bu durum zaman zaman şahit olduğum bir sorun olarak dikkatimi çekmeye başlamıştı. Durumu, yazı yazdığım mahalli gazetedeki köşemde dile getirdim. “Muayene sırası bekleyen hastaların bulunduğu koridorun çok dar geldiğini sayın başhekimde görüyor. Çünkü kendi muayene odası da aynı yerde, buna bir çözüm bulunmalı” şeklinde yazmıştım.

Aradan çok fazla zaman geçmemişti. Muayene odalarının bir kısmının diğer binaya çekildiği ve mevcut durumun nispeten hastalar açısından rahatlatıcı bir alan haline geldiğine şahit oldum.

Hatta bir defasından zamanın başhekimi Dahiliye uzmanı Dr. Lütfi Çakıcı, oturduğum banka yaklaşıp tebessümle “hocam nasıl gördün mü yapılan düzenlemeyi iyi oldu değil mi? deyince yazdığım köşe yazısı aklıma gelmişti. “Doktor bey bunu dile getirmiştim ben”  dedim. Evet okudum. Dedi ve ekledi zaten planlamıştık bahsettiğin husus bizimde gündemimizdeydi inşallah şimdi daha rahat olacak… Diye bir eklemede bulundu. Böylesi samimiyete, babacan tavra ve tabii nezakete nasıl teşekkür edilirdi ki? Şükran duygularımı ifade ettiğini düşündüğüm birkaç cümle söylediğimi hatırlıyorum sadece. Yirmili yaşlarda bir genç olarak köşe yazımın böylesi bir diyaloğa vesile olmasından duyduğum memnuniyeti ifade etmek hala heyecan verir bana. Öncelikle bir yöneticinin yazıma vurgu yapması, hasbelkader yazın hayatımda bana ayrı bir cesaret ve onur vermiştir. Bu diyalog sorumluluk duygusuyla yazmanın önemine dair bir ders gibiydi. Bu yüzden değerli hatıralardan biridir benim için.

Mahalli gazeteler, bence sorunların dile getirilmesinde önemli bir basamaktır.

Bu sorunları dile getirme hususunda yapıcı olmak, soruna odaklanmak ve çözüme dönük bir bakış açısına sahip olmakta gerekir diye düşünüyorum.

Yetkili insanların veya o konuyla ilgili çalışanların geri dönüşleri ise, dile getirilen sorunun çözümü konusundaki duyarlılığı göstermesi açısından önemlidir.

Kıyasıya rekabet, sadece eleştirmeye kilitlenmiş bir kafa ile başarılamaz.