Yangınların sayısı artınca yangını hatırlatan bir yazı daha yazmak istedim. Çünkü yangını anlamak öncelikli önemde bir mesele. Yangını anlamak ve ne olduğunu özümsemek için öncelikle ‘yanma’ ne demektir onu bilmemiz gerekiyor. Yanma en temel tanımlama ile Oksijen -Yanıcı Madde – Yakıcı Kaynak ile oluşan kimyasal bir reaksiyondur. Bir yakıtın büyük miktarda enerji vererek oksijenle tepkimeye girmesine yanma denir. 
Yangın ise yemek pişirirken, aydınlanırken, yolculuk ederken ya da enerji ile yaptığımız herhangi bir iş sırasında kontrol dışına çıkmış yanma reaksiyonudur. Kontrolsüz yanma reaksiyonuna Yangın denir. Kontrolü olduğunda hayatın kaynağı olan yanma, kontrol dışına çıktığında çok büyük felaketlere yol açmaktadır. Yangın ile mücadelenin üç aşaması vardır. İlki yangını önlemektir. Yani yangın çıkmasını engellemek için gerekli tedbirleri almaktır. İkincisi ise yangıdan korunaktır. Yani yangın çıktığında en az hasarla kurtulmak demektir.

Yangından korunmanın ilk adımı yangına karşı bilinçlendirme olmalıdır. 
Teknik olarak yangın bilinci; herhangi bir yangın riskine karşı, temel yangın kavramlarını öğrenerek, yangını algılama, önleme ve müdahalede kullanılacak ekipman, malzeme ve sistem kullanımı ile ilgili farkındalığın oluşmasını sağlamak ile gerçekleşir. Yangın bilinci, ancak yanma ve yangını bilmek ve ciddiye almak ile mümkün olabilir.

Yangına karşı bilinçlendirme neden gereklidir?
Öncelikle yasal hükümler gereği yangın bilinci sağlamak gerekliği çok önemlidir. Ülkemizde var olan tekdüze bir yangın yönetmeliği, tüm gereklilikleri tam olarak karşılamakta yetersizdir. Yangın güvenliği yaklaşımlarının performansa dayalı olması çok önemli bir gereklilik olarak önümüzde durmaktadır. Sadece yönetmeliğe uygunluğu, ya da gerekli olan belgeleri almak adına yapılan yangın güvenlik önlemlerin çok yetersiz kaldığı çıkan yangınların büyük birçoğunun felaket ile sonuçlanmasından bellidir. Elimizde var olan kısıtlı istatistikler incelendiğinde yangının çıkış sebeplerinin ana sebebinin insan hatalarından ve bilinçsizlikten kaynaklandığı görülmektedir. Bilgi ve bilinç eksikliği, temel problem olarak önümüzde durmaktadır.
Yapılı çevre – bina tasarlamak çok kompleks ve karmaşık bir iştir. Birçok parametreyi bir arada tasarlamak, hesaplamak ve düzenlemek gereklidir. Yapılı çevrelerdeki yangın güvenliği de aynı oranda komplekstir ve birçok disiplini bir arada barındırır. Sadece bir tasarımcıyı değil, yapılı çevreyi tasarlayan tüm teknik ekibi ilgilendirir. Üstelik yangın güvenliği sadece tasarım ile sınırlı kalmaz bina kullanıma geçtikten sonra kullanıcılarında aynı oranda disiplinli bir biçimde sürdürmeleri gereken bir iştir.
Yangından korunmak liyakatli ve sorumluk gerektiren tüm önlemleri sürekli ve sürdürülebilir biçimde ele alabilecek kişi ve kurumların yapabileceği iştir.