İnsanı ahseni takvim, yeryüzündeki kalifesi olarak yaratan Allah C.C., insana her türlü meziyeti ve özellikleri de yüklemiştir.
Bu özelliklerimizin güzel ve iyi olanlarını besleyip öne çıkartmamızı, kötü, çirkin, habis olan canavarlaşmış olanları da içimizde barındırmayıp çıkartıp atmamızı bizden istemiştir. İçindeki canavarı çıkartıp aran ve güzel özelliklerini içinde barındıran insana da “İnsanı Kâmil” denilmiştir.
Aynı toplumda, aynı coğrafyada, aynı şartlarda doğan ve büyüyen insanların bazılarının içinde canavarlar yaşattığı, bazılarının da bu canavarları öldürdüğünü görebiliyoruz. Son zamanlarda haberleşmenin çok hızlı olduğu zamanımızda, kendini koruyamayan çocuklara saldıran, istismar eden, öldürüp yok eden ve daha birçok kötülüğü işleyebilen insanlarla iç içe yaşıyoruz. Bu tür haberleri duyduğumuzda bu adi suçların faillerini öldürün, en ağır cezayı verin, asın, hatta elimize verin parçalayalım diyen kötülük karşıtı insanlar da bu toplumda yaşıyorlar.
Mutluluk için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Bir kısım insanların bir yemekte harcadığı para ile aynı beldede yaşayan başka bir insanın bu parayla ailesini bir ay geçindirebildiğini görebiliyoruz. Aldığı bir markalı elbise ile diğer aile tüm ailesini giydirebiliyor. Kaldığı sarayvari evindeki konforla, aynı şehirde on aile standart geçim sağlayabiliyor.
Ama asıl önemli olan, bol paralı ve imkanlı bu aile bunca zenginliğe rağmen her gün ağlıyor, telaşlanıyor, parasının az olduğunu, aç kalacağını, daha çoğu hak ettiğini söylerken, geliri az olan insanlar daha mutlu ve rahat, korkmadan, tedirginlik yaşamadan daha mutlu yaşıyor.
Öyleyse bir yerde bir incelik ve şifre var demek ki.
Bu nedir o zaman?
Kanaatim odur ki, Allah etrafımızdaki her şeyi çok mucizevi yaratmış. Çok kıymetli ve ders alınacak şekilde yaratmış. Kendimiz de öyle yaratıldık. Bunun farkında olmak veya olamamakla ilgilidir tüm gelişmeler. Yani biri kötülükleri mucizevi görüp, bu kara bakışla her şeyi karartması, diğeri iyilikleri mucizevi görüp, her şeyi aydınlatması olayıdır.
Bir grup doğa yürüyüşüne çıkar. Dağ bayır, dere tepe dolaşır, yorulur, akarsuyun üzerinden geçer, ormanda bazı hayvanları, kuşları ve ötüşlerini görür. Gezi sonlanır. Gezi değerlendirmesini yapan grupta şu görüşler ortaya çıkar; Bu gün dereden geldi aklınıza bu yürüyüş? Ayaklarımız kırıldı, gereksiz bir sürü yere gitmişiz, ormanda vahşi hayvanlar bizi parçalamadığına şükredelim. O suyun üzerinden geçerken, suya düşüp ıslansaydık ne olacaktı, belki de bazılarımız boğulurduk. Ağaçlardan güneç yüzü göremedik. Kuş sesleri başımızı patlattı. Bir kenarda piknik yapsaydık çok daha güzel geçecekti günümüz.
Diğer kesim ise, biz çok farklı düşünüyoruz. Bugünü asla unutamayacağız. Bugün iyi bir spor yaptık, hamlığımızı attık, ciğerlerimiz açıldı. Ne güzel oksijen aldık ormanda. Şu kuşların şarkılarını her gün gelip dinleyesim var. Gördüğümüz hayvanlar bize tedirgin baksa da bir daha geldiğimizde hayvanlara yiyecek getirelim. Bu gezide hiç unutamayacağım anlardan biri, dereyi geçişimizdeki heyecandır. Derenin içinde balıklar cam gibi görünüyordu. Derenin su sesi, ruhumu dinlendirdi. Yürürken arkadaşlarla ne güzel sohbetler yaptık, gezinin nasıl bittiğini anlayamadım. Ormanda ne kadar da çok tanımadığımız ağaç türleri vardı. Kestane ağaçları meyve verdiğinde de gelmek lazım. Ihlamurların kokusu bir hafta burnumuzda tüter.
Bu her iki kesim de aynı grupta aynı geziyi yapmış. Aynı hızla, aynı beslenme şartlarında, aynı parkuru yürümüşler. Ama birbirine taban tabana zıt bakış ve sonuçlar almışlar. Bir kesim bulunduğu ortamdan nasıl mutsuzluk çıkarabilirim insanları, diğer kesim ise, bulunduğum ortamda hangi güzellikleri keşfedebiliyorumun insanları. Biri içindeki canavarı beslerken, diğeri içindeki iyilik ve güzellikleri besliyor. Dışa yansımaları da bu şekilde oluyor.
Burada yetişme tarzımızın, ailelerimizin eğitimlerinin, çevremizdeki insanlar ve arkadaşlarımızın kaliteleri yetişmemizdeki etkenliği çok önemli olduğu inancındayım. Sürekli eleştirip iş yapmayanlarla, daima iş yapıp eleştiriye zaman bulamayanlar da böyledir. Sözün özü, mutluluk, huzur, güzellik, paylaşım, sinerji, heyecan, feraset gibi özellikler, bizim beslediklerimizdir. Gazze savaşındaki Müslümanlar bu anlamda en büyük örnek olabilir bize.
Allah’a emanet olunuz.