Günümüzde, eşitlik ve adalet kavramları sıkça birbiriyle karıştırılan, ancak derinlemesine incelendiğinde oldukça farklı anlamlara sahip iki önemli terimdir.

 

Özellikle iş dünyasında, işin ismi aynı olsa bile içeriklerinin farklı olması, eşit davranmanın her zaman adil davranmak anlamına gelmediğini gösterir. İşin ismi aynı, içeriği farklı olunca eşit davranmak eşit şartlarda muamele etmek adalet olmaz.

‘Eşitlik’, her bireyin aynı haklara, kaynaklara ve fırsatlara sahip olması anlamına gelir. Bu, tüm çalışanların aynı standartlara tabi tutulması gerektiğini savunur.

‘Adalet’ ise, bireylerin ihtiyaçlarına ve durumlarına göre farklı muamele görmelerini ifade eder. Adalet, eşitliğin ötesine geçerek, bireylerin hakkaniyet içinde değerlendirilmesini sağlar.

Yapılan işleri faaliyetleri değerlendirirken, yapılan işlerin birbirine benzer olması, işin isminin aynı olduğu anlamına gelir. Ancak, bu işlerin içeriği, kapsamı, zorluk derecesi ve işin performansına göre farklılık gösterebilir. Örneğin, iki öğretmenin aynı okulda aynı dersi vermesi durumunda, birinin sınıfındaki öğrencilerin başarı düzeyi yüksekken, diğerinin sınıfındaki öğrencilerin özel desteğe ihtiyaç duyması, işin içeriğini değiştirir. Bu durumda, her iki öğretmene de aynı kaynak ve destek sağlamak eşitlik olabilir, ancak adil değildir. Yapılan işlerin isimlerinin aynı olması aynı maddi manevi sonuçları vereceği ya da aynı verimlilikte olacağı anlamına da gelmez.

Eşitlik ve adaletin iş değerlendirmesinde nasıl uygulanması gerektiği, genellikle işin içeriği ve yapılan işin sonuç farklılıkları göz önüne alınarak belirlenir. Eşit davranmak, her işe- faaliyete aynı şartları sunmak anlamına gelirken, adil davranmak, her faaliyetin ihtiyaçlarına ve işin gerekliliklerine göre farklı imkanlar sunmak demektir.

Örneğin, iki yazılım geliştirici aynı projede çalışıyor olabilir. Ancak biri daha deneyimli ve karmaşık problemleri çözebiliyorken, diğeri daha temel görevlerde daha etkilidir. Bu durumda, her iki geliştiricinin de aynı değerlendirme kriterlerine tabi tutulması eşitliktir, ancak adil değildir. Adalet, her birinin yeteneklerine ve projeye katkılarına göre farklı değerlendirilmesini ve ödüllendirilmesini gerektirir.

Sonuç olarak, iş dünyasında eşit davranmak her zaman adil davranmak anlamına gelmez. İşin ismi aynı olsa bile, içeriğinin farklı olması, işin içeriğindeki farklı ihtiyaçları ve yetenekleri olduğu anlamına gelir. Bu nedenle, bir işi değerlendirirken adil bir düzen sağlamak için, faaliyetin farklılıklarını ve işin gerekliliklerini göz önünde bulundurarak farklı muamele yapılması gereklidir. Eşitlik, herkesin aynı şartlara sahip olmasını sağlarken, adalet, herkesin hakkını almasını ve ihtiyaçlarının karşılanmasını hedefler. Bu dengeyi kurmak, daha verimli, motive ve mutlu bir ortam yaratmanın anahtarıdır.

Eğer iyi ve adil bir yönetici olmak istiyorsanız baştan savma değil, yapılan iş -faaliyetleri etraflıca değerlendirip ona göre davranmanız gerekir. Hatta daha iyi bir işe- faaliyete daha kötü davranıyorsanız işte bu sizin kalitenizin ne olduğunu gösterir. Ne kadar iyi yönetici olduğunuz kişiliğiniz veya karakterinizle ilgili değil yönetirken verdiğiniz kararlar ile ilgilidir. Anlayana sivrisinek saz vesselam...

"Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor..."

Dostoyevski