Haber izlemek kâbus gibi şimdilerde.

Hani, Afrin’deki aslanlarımızın samimiyetleri ve terör yuvalarına yaptıkları baskın haberleri olmasa, çekilmez.

Onların asil tavırları  onur veriyor gönüllerimize .

Cesaretleri ve vatan sevgilerindeki coşkun heyecanları bir başka.

 

Şehadete yükselenlere Rahmet diliyor

Yaralı gazilerimize de şifa temenni ediyorum.

 

Onları milletçe şükranla minnetle yâd ediyoruz.

Zor günlerin bizi birbirimize kenetleyen muhteşem ikliminde çok sancılı ama bir o kadar da çetin zamanları idrak ediyoruz.

İstiklal mücadelemizin kara Fatmaları, elif bacıları gibi.

Soğukta üşüyen evladından esirgediği battaniyeyi top mermisinesarıp kağnısıyla

Yola düşmeyi imanlarının gereği saymalarına emsal olacak fedakârlıklara rastlıyoruz ekranlarda. Destansı hayat hikâyelerini işitiyor, insanlık kokan iman kokan, kardeşlik kokan,

Nice sese soluğa görüntüye şahit oluyoruz.

Memleketin kıyısında köşesinde nice vatan evlatlarının yüreği şimdi Mehmetçikle birlikte atıyor.

Fedakârlık ve cömertlikle,  zor zamanlarda birden bire irileşmek, dirileşmek kabiliyeti genetik kodlarımızda bir sırdır bizim.

İlahi bir sır.

Yedi düvelin üstümüze çullanmaya ant içtiği zamanlardan hatta çok daha öncesinden misafir olmuştur insanımızın yüreğine.

 

HAL BÖYLE İKEN, BİZE YAKIŞIYOR MU?

İnsanlıktan istifa etmeye azmetmişiman ve vicdan fukaraları dolaşır karanlık kuytu köşelerde.

Cana kıymak, mala zarar vermek, emeğe, alın terine vefasızlık etmek üzere, şeytanla sözleşmiş, surete [1]  insan,  sireten[2] zapt edilmez canavara dönüşmüş reziller ambar fareleri gibi aramızda dolaşıyor.

 

Akıllara zarar cinayet haberleri okuyor, işitiyorsunuz.

Hayvanlara eziyette, tabiatın nice güzelliklerine zarar vermekte birbiriyle yarışa tutuşmuş sosyal medya hesapları pıtrak gibi her yanda.

Yürekleri yangın yerine dönüştüren,

Kül edip bırakan,

Harap olmuş viraneye çeviren merhametsizlik bu.

Yüreklerimiz çölleşmeye başladıysa eğer

Sebebi,Merhametten mahrumiyet, vicdansızlığa mahkûmiyettir.

 

Tartışma kültürümüzü kaybediyoruz.

Medeni tartışma usüllerimiz müzelik hale geldi.

Tartışmak yerini kavgaya, gürültüye, kaba kuvvete ve karakolluk olmaya bırakmış durumda.

Bir ülkenin’’ medenilik’’ölçüsü, gayri safi milli gelirinin artması ile doğrudan bağlantılı değildir. Modern binalarda oturmak, model araçlara binmek insanı medeni yapmaz. Medenilik, insanilik ve onun etrafında şekillenen adabı muaşeret( en güzel davranış kuralları yani edeb)ve tabii ki ahlakilik demektir.

‘’İnsanların en kıymetlisi insanlara( insanlığa) faydası dokunandır’’

Peygamber nasihatinin işaret ettiği yer olmalıdır hedefimiz.

 Erdemli olmaya sevk eden değerlerle irtibat kesildiğinde, ortaya ucube, karmaşık, zarar veren bir tablonun ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Onun için Din ‘’iyiliği yaymayı ve kötülüğü önleyici tavrı övmüş ve farz kılmıştır’’.

Onun için iyiliği yapmak yetmez, yaymak lazımdır.

Bu refleksimizde de ciddi anlamda bir güç kaybı yaşamaktayız gibi geliyor bana.

Toplumsal sabır ve anlayış direncimizi yitirmek üzereyiz.

Ne zamandır değerlere fiyat biçmiş ve etiket koymuşuz gibi davranıyoruz.

Yaratılanı yaradandan ötürü hoş gören gönül dünyamızda ciddi hasarlar oluşmuş durumda.

‘’Gözü oyulmuş  kedinin çaresiz halinin  fotoğrafını sosyal medyada paylaşıp altına eğlenceli cümleler yazabilen insan(!)’’  nerede yetişti.?

Hayvanlara işkence eden ruh hastası kafaları  uzaydan mı misafir ettik.?

Daha nice örneklerini yazabileceğim göz ve gönül yoran hadiseler konusunda

Ben şahsen devletimizin kimi kurumlarından daha fazla ses çıksın  isterdim.

 

Herşeye rağmen,

 İyilik medeniyetinin kıymet bilen, değer üreten vicdanlarından ümidimi kesmesem de, Seküler dünya görüşünün tüm versiyonları ile üzerimize  abandığı gerçeğini görmek hüzün verici. Hodanist (faydacı, menfaatci, hesapcı)bakış açısının yükselişi(!) ise can yakıcı.

Belirtmeliyim ki,Madde ile  mana  arasında ki  denge ‘’maneviyat’’ aleyhine  bozulmuştur....


[1]Şekilvedışgörünüş

 

[2]Huydavranış,Ahlak..