Sadece Yalova’da mı oluyor bu tür işler yoksa bizim gibi başka illerde çokça oluyor mu? Bilemiyorum. Ancak ilginç bir durum var ki Yalova’mıza sürekli dışarıdan yönetici ithalatı yapılıyor. Benim bildiğim son 25 yıldır daha çok yapılmaya başlandı. Özellikle yerel yönetimlerde birçok yönetici Ankara tarafında atanıyor, başka yerlerden gönderiliyor.
Sanırım Yalova küçük bir il ve bizde bu işleri yapacak kalifiye, liyakatli adam yok o yüzden yerel yönetimlerimizin bazılarında başkan yardımcıları ve müdürler dışarıdan geliyorlar. Vah Yalova’m vah! Liyakatli yönetici bile bulamıyoruz, dışarıdan ithal ediyoruz. Sonra da Yalova’nın geleceği ile ilgili büyük sözler ediyoruz, kocaman projelerden bahsediyoruz.
Bizim gibi küçük ve orta ölçekli başka illerde de aynı şeyler yapılıyor mu cidden merak ediyorum. Mesela Kastamonu, Çankırı, Çorum, Nevşehir vb. illerden birine Yalova’dan başkan yardımcısı, daire başkanı veya müdür atansa ne olurdu?
Merkezi yönetim sistemi memuriyet gerekliliğine dayanır ancak yerel yönetimlerde liyakat ile beraber yerel halkı tanımak ve anlamak ile de ilgilidir diye düşünüyorum. Yerel dinamikleri bilmek gerekli, hatta yıllardır yaşadığın ve gelecekte de yaşayacağın ve belki de en sonunda aynı şehirde ebedi istirahatgahına gideceğin şehir için neler yapılması gerektiğine karar verecek yöneticilerin olması daha uygun değil midir?
Neden olur, nasıl olur bilinmez ama Yalova’da sürekli dışarıdan ithal yönetici alır dururuz. Bunun siyasi olarak bir dayanağı muhakkak var ve bildiğim şu ki bu ithal yönetici getirme yaklaşımı tüm siyasi partiler için geçerli. Belki de asıl mesele şu ki bizim yöneticilerimizi liyakat kuralına göre değil başka kurallara göre seçiyor olmamız da olabilir. Çünkü çevremizde yetişmiş yetenekli, liyakatli onca insan varken ithal yönetici getirmenin anlamı başka ne olabilir ki?
Zaten asıl sorun yönetici değil kurtarıcı aramak yanlışlığı ile başlıyor. Biz sistemlere değil insanlara bel bağlıyor, insanlardan medet umuyoruz. Asıl olan sistemdir. Doğru bir sistem kurmuşsanız o sistemi yönetecek liyakatli insanlar yeterli olacaktır. Ancak bizler hep kurtarıcı arama yolunda gidiyoruz. Buna bağlı olarak siyasiler de bize bizleri kurtaracakları vaatlerini söylüyorlar. Bizlere öyle büyük hedefler kurtarma sözleri veriyorlar ki aklımız kamaşıyor ve biz de olmaz şeyleri kabul ediyoruz.
Bizleri kurtaracak olan fikirler, doğru, adaletli davranışlardır; bizleri kurtaracak olan içimizden yetişmiş liyakatli, doğru, dürüst ve adil yöneticilerdir. Doğru bir sistem oluşturabilsek birçok sorunun üstesinden gelebileceğimiz aşikardır. Yüce Allah peygamberlerine bile kurtarıcılık görevi vermemişken, biz neden başka insanlara ya da kendimize kurtarıcılık gibi zor bir görevi sorumluluğu yükleyelim ki. Biz ancak Asr sure emrine uyar, hakkı ve sabrı tavsiye ederiz. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de, Peygamber (SAV)’e şöyle buyurmuştur:
O halde, tebliğe devam et, Kur'ân ile öğüt ver. Çünkü sen vahyi, Kur'ân'ı tebliğ ile memursun, öğüt vericisin. Gaşiye 21
O’ndan başka (birtakım ilâh ve tâğûtları) velîler/dostlar edinenler var ya, Allah onların (hallerini) gözetlemektedir. (Resûlüm!) Sen, onlar üzerinde bir vekil değilsin (yalnız uyarıcısın). Şura 6