Çocuk eğitiminde “söz dinlememe” davranışı ebeveynlerin sıkça şikâyet ettiği durumlardan birisidir.

Çocuğun bu davranışını anlayabilmek için dikkate alınması gereken birkaç önemli husus vardır.

Söz dinlememenin temelinde yatan sorunlar nelerdir?

Öncelikle çocuğun içinde bulunduğu yaş grubu bize çocuğun gelişimsel davranışları hakkında ipuçları verir. Gelişim çağı özelliği olarak kendi bedeni üzerinde gücünün farkına varmaya başlayan 2-3 yaş çocuklarında söz dinlememe sorunu fazlalaşabilir. Çocuk; inatlaşarak, bağırıp, ağlayarak ya da eşya fırlatarak istediklerini elde etmeye çalışabilir. Bu krizlerin, gelişimin bir parçası olduğunun farkında olarak sakin kalmak ebeveynler için çok önemlidir. Çocuk zamanla sabretmeyi, koşullara uygun hareket etmeyi öğrenecektir. Bağırıp, kızarak ve korkutarak çocuğa davranış şekilleri öğretmeye çalışmak kalıcı bir çözüm olmayacaktır.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ebeveynin çocuğa karşı tutumudur. Çok katı ya da çok esnek, tutarsız ve kararsız, ilgisiz ve cezalandırıcı davranış tutumları çocuklar üzerinde söz dinlememe davranışını arttırabilir. Bu yüzden çocuğun yetiştiği ailenin koşulları son derece önemlidir. Kararlı, tutarlı, ilgili, destekleyici bir yaklaşım çocukların daha güvende hissetmesini sağlar. Çocuk eğitiminde net sınırlar koyulması çocuklardaki kafa karışıklıklarını giderir ve sağlıklı bir otorite oluşturur.

Diğer taraftan ebeveynler arası ilişki de çocuğun davranışlarına yansıyan çok önemli noktalardan biridir. Unutmamalıdır ki çocuklar özellikle anne baba arasındaki davranışları ve diğer insanların ilişkilerini gözlemlemektedir. Çocuğun şahit olduğu olumsuz davranış tutumları, anne ve baba arasındaki çocuğa yansıyan fikir ayrılıkları çocukları etkileyebilir. Bu sebeple çocuk üzerinde ortak fikirlere varılarak, ortak kararlar ve tutumlar ile hareket edilmelidir.

Amacınız oteritenizi göstermek olmalıdır. Bunu hisseden çocuklar büyüklerle inatlaşma yoluna giderler. “Benim dediğim olmalı” diye değil, “Çocuğum bu konuda doğru olanı öğrenip uygulamalı” diye düşünülmelidir. Ona söz geçirmeye değil, onunla iletişim kurmaya ve duygularını anlamaya çalışın. Çocuklar her zaman sözünü dinletmek, ne olursa olsun dediğini yaptırmak olan yetişkinlerle geçinemezler. Hakim olma isteğini yansıtan bir ses tonuyla devamlı öğüt veren veya emirler yağdıran bir yetişkine karşı tepkili olur, olayı bir güçler savaşı gibi algılar ve galip gelmek adına söz dinlememe yoluna giderler.

Bir çocuğun bir yetişkini sorun çıkarmadan dinlemesi için onu sevip sayması, gölünü yapmayı istemesi gerekir. Bu tip davranışlarla sevgi ve saygı uyandıramazsınız.

Çocukla konuşup neden söz dinlemediğini anlamaya çalışmak işe yarar. Ödevini yapmayı veya sofraya gelmeyi istemediği zaman bunun sebebini sorun. Empati yapın, bir çocuk olduğunuzu varsayın, arkadaşlarınızla keyif içinde oynadığınız bir oyunu bırakıp yemeğe gelmek ister miydiniz?

Çocuğunuz istediğiniz bir şeye itiraz ettiği zaman olaya onun açısından da bakma alışkanlığı edinin. Elbette yemeğini de yemesi gerekir ama bunun için farklı bir ayarlama düşünebilirsiniz. Örneğin ona 1 saat daha oynayıp bugünlük yemeğini geç yiyebileceğini ama bunun her gün tekrarlanmasına izin vermeyeceğinizi söyleyin.  Yeterince oynadığını düşünüyorsanız onu oyundan koparabilirsiniz ama gerekçesini haklı buluyorsanız küçük bir taviz verebilirsiniz belki? Ya da onun tam yemek saatinde çağırmak yerine yemekten 10 dakika önce, 10 dakika sonra oyunu bırakması gerekeceğini söyleyin.

Neden sizin dediğinizi yapması gerektiğini çocuğunuza yumuşak bir dille, kısa ve net bir şekilde anlatın.

Ebeveynler ve çocuklar arasında yaşanan pek çok sorunun temelinde iletişimsizlik sorunu vardır. Çocuğunuzun dünyasına girip onu anlamaya gayret edin. İsteklerinizi ve nedenlerinizi anlatırken onun seviyesine uygun bir dil kullanın. Her zaman sükunetinizi korumaya çalışın. Bağırıp çağırmanız, öfkelenmeniz, tehdit etmeniz, sözünüzün dinlenmesini sağlayabilir. Ancak bu anlık bir çözümdür ve çocuğun söz dinlememesi sorununu ortadan kaldırmaz. Ayrıca sakin davranırsanız onda daha çok saygı uyandırırsınız

 Yapılmasını istediğiniz şeylerde kararlı olun.

Her konuda belli bir tavrınız ve limitleriniz olmalı, çocuğunuz sınırlarını bilmeli. Anne – babanın bocalayan, kararsız davranışları çocuklara kendi istediklerini yaptırmaları için fırsat verir Ebeveynler olarak en azından önemli konularda aynı doğrultuda davranmaya da dikkat edin.

Tepkilerinizi durumlara göre ayarlayın. Bir annenin hoşuna gitmeyecek bir davranışın, örneğin anne başka bir şeyle meşgulken çocuğun banyoda bir oyun oynayıp her yeri ıslatıp dağıtmasının sebebi normal şartlar altında anneyi kızdırmak, üzmek, belki az önce temizlediği banyoyu kirletmek değildir. Çocuk suyla oynamayı seviyor, merak ettiği bir şeyin cevabını arıyor, kendince bir deney yapıyor olabilir. Bırakın istediği zaman, istediği yerde, istediği gibi oynasın demiyoruz tabii. Ama suyu seviyorsa ona suyla oynayabileceği bir ortam hazırlayabilirsiniz örneğin. Böyle bir durum yaşadığınız zaman da öfkelenip bağırmamaya çalışın. Zor olabilir, ama buna gayret edin. Bu yaptığının size fazladan iş çıkardığını, halbuki gerçekten yorgun olduğunuzu, banyoyu böyle gördüğünüze üzüldüğünüzü, onun hastalanmasından korktuğunuzu söyleyin ve “Bilmem ki ne yapsak?” diye sorun. Onu suçlayarak kendini savunmaya geçmesini değil, sorunu algılayarak bir çözüm üretmeye çalışmasını sağlayın.

Sakin, sevgi dolu, hep saygı içerisinde bir ilişkiyle çocukta gerçek anlamda bir otorite oluşturabilirsiniz.