Hani şu son zamanlarda televizyonda çok meşhur davalar var isim vermek istemiyorum, ama hepimiz biliyoruz işte sporculardan yüksek kazanç vaatli alınan paralar, sonra o paralar tekrar verilmemesi vs. Böyle bir sürü illegal olaylar var ve bu olayların sebebi de yüksek kazanç kazanma amacıyla insanların çaba sarf etmeden çok para kazanma niyetiyle yaptıkları.

 

 

Meşhur bir fare hikayesi var. Fare bakmış peynir büyük mesafede kısa, yok demiş bu işte bir iş var. ‘Emeksiz kazanç, emeksiz çok kazanç her zaman için sıkıntılıdır’ diye bir şey genel tabirle söylemek gerekiyorsa çok fazla helal kazanç olduğunu düşünmüyorum.

Geçmişte Yalova’da da benzer vakalar oldu. Hatta bir gazetecimiz bunların videolarını falan yayınlamıştı bazılarımızın çevresinde de bu olayın mağdurları da vardır. İnsan hafızası tüm olayları saklamıyor. İnsan unutmakla alışkanlığıyla yaşıyor dolayısıyla unutuyoruz.

Yalova’da yüksek kazanç vaatli dolandırıcılık ya da tefecilik ya da bu şekilde organizasyonlarla yapılmış olan. Hani geçmişte titan vardı. Titan benzeri operasyonlar, titan benzeri sistemlerle insanının paralarının alınması meselesi unutuldu.

Hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmadan yapıldı bu tür vurgunlar. Yalova’nın da çok seçkin simaları bu işin içerisinde vardı. Hatta, uzunca bir dönem siyasette rol almış, siyasette etkin olmuş, mütedeyyin insanların da bu işte rol aldıklarını biliyorum. Onların, hala bir kısmı siyasette de rol almaya devam ediyorlar. Halen daha onların büyük bir kısmına saygı gösteriliyor. Onlar bu olaylar içerisinde kendilerini mağdur duruma bile soktular.

Yalova’daki olay nasıldı hatırlayalım. İnsanlara ‘Üçüncü köprüye demir satıyoruz. Çok karlı demir aldık. Çok karlı demir satıyoruz’ diye insanların sermayelerini kullandılar paralarını kullandılar ve insanlara da bak bu para helal para ticaret diye de garanti verdiler. Bunlara inanan birçok insan ciddi rakamlar verdi. Sonra ne olduysa, nerede hata yaptılarsa ki her zaman bu işlerin sonucunda bir hata olur meseleler ortaya çıktı. Polisler, mahkemeler, soruşturmalar ancak mahkeme açılmadı sanırım. Ama soruşturmalar oldu.

Sonrasında işin içinde olan insanlar, ‘biz de para kaybettik, biz de dolandırıldık, biz de mağdur edildik, ben de şu kadar paramı kaybettim, malımı, mülkümü kaybettim. Hatta çocuğuma ekmek alamayacak duruma geldim’ diye ağlayıp sızladılar.

İşin içine biraz girip biraz araştırınca ortaya çıkan şey; neredeyse tefecilik benzeri bir şey, bu mağdur arkadaşlar sistemin içerisine dahil ettikleri insanlara diyorlar ki, siz şu kadar para verin aylık %5 %6 %7 neyse net kemiksiz kazanç elde edeceksiniz. Sonra bu arkadaşlar bu aldıkları paraları bir tefecilik Kurumu’na ya da bir tefeciye ya da işte bu işin organizasyonun başındaki gözü yaşlı arkadaşa %10 karşılığında veriyorlar ya da %15 karşılığında veriyorlar. Başkasının parasını alıyor ve başka yere satıyor oradan gelen paradan %5 %10 alıyor, asıl parasını aldığı kişiye de %5 veriyor %6 veriyor neyse bunun adına da ticaret diyor.

Şimdi meseleye şöyle bakmak lazım. İnsanlar ticaret yaparken hata yapabilir, yanlış yapabilir. Ticarette zarar edilebilir, ticarette kar da edilebilir. Bunlarla ilgili sorun yok. Ticarette hata yapmış insanların hataları hoş görülebilir belirli bir noktaya kadar. Ancak bu takım kolay para kazanma, başkasının sırtından para kazanma, bu takım organizasyonlarla para kazanma yolunda giden kişilere neden biz hala saygı gösteriyoruz

Neden hala onların yüzlerine vurmuyoruz?

Neden yanlış insanları hala cemiyetlerimizde baş köşelere oturtuyoruz, ya da onlara hoşgörüyle davranıyoruz?

Size zarar vermedikleri için mi?

Ya da bize zarar vermedikleri için mi?

Ya da yaptıkları dolandırıcılık yaptıkları yanlışlıklar bize ucu dokunmadı için mi?

Bilemiyorum ama organize yanlışlıkları, organize dolandırıcılıklar, organize yapılmış bu takım menfaat çeteleri ile ilgili olan kişileri hoş görürsek, onlara iyi davranırsak bu toplumsal bir çöküntüyü ortaya koyar. Bu arkadaşlar yaptıklarının yanlış olduğunu kabul etmiyorlar. Halen daha yalan söyleme peşindeler. Halen daha yaptıklarına bir kılıf Uydurma peşindeler. Halen daha haramı helal yapma peşindeler.

Bizim buralarda meşhur bir söz var. Yalova iki oda bir salon, herkes herkesi biliyor. Burada olan her şeyi hepimiz bir gün, olmasa iki gün sonra öğreniyoruz. Çok küçük bir şehirde yaşamanın hem avantajı hem de dezavantajı bu. Yani itibarsız kişilere itibarlı davranmak, bence diğer insanlara karşı hakaret etmek demektir.

Evet diğer yönden dolandırıcın suçu var da dolandırılanın suçu yok mu?

Kesinlikle dolandırılanın da suçu var. Bir fare gibi düşünüp, en azından mesafe kısa peynir de büyükse, ‘bu işte bir iş var’ deyip bu işin içinde olmamaları gerek. Kolay kazanılan para, doğru bir para olmayabilir. Kim size çok kolay büyük paralar kazanma vaadinde bulunuyorsa, bununda bir hata olma ihtimali vardır. Çünkü iktisadın gereği, çünkü yaşadığımız sosyal hayatın gereği para kazanmak, zorlu meşakkatli bir süre sonunda oluşur. Halbuki siz çok çok kolay para kazanma amacıyla bunları yaptıysanız, ciddi bir sorunla karşılaşabileceğinizi de bilmeniz lazım.

İnsanların karakterleri onların kaderleridir ve insanlar layık oldukları hayatları yaşarlar.

Heraklitos