Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü... Tam 30 yıl oldu... Ticaret yapmak yerine, gazetecilik yapmayı seçtim... İyi mi yaptım? Kötü bir tercih miydi ara ara sorduğum olmuştur...

1995 yılın 750 Bin TL’sini gazetecilik mesleğine girişte sermaye olarak kullanan biri olarak bu soruyu arada bir kendime sormam çok doğaldır sanırım.
Vatani görevini tamamlayalı daha iki yıl olmuştu. Yalova’nın Fatih caddesinde üç ticari işletmenin yanı sıra Cumhuriyet Caddesi Kent Sokak Serdaroğlu iş merkezinin en üst katında ise ortağı olduğum reklam ajansımız vardı.
Reklamcılığın, gazeteciliğin geçerli ve kazançlı olduğu dönemlerdi. Sermaye var, tecrübe yoktu...
İşte bu tecrübesizliğin cezasını ve ticari hayattı ki kuralları bilmemenin bedelini, bir yılın ardından çok ağır ödedim.
1995’in 750 bin TL’sini, inanıp güvendiğim yola çıktığım gazetecilik mesleğinin duayen isimleri diye değerlendirip, söylemlerine inanıp, güvendiğim kişilerden çok büyük darbe alıp büyük kayıp yaşadım. Benim için bu önemli kayıp ne ilk, ne de son oldu...
Tam 10 yıl boyunca 750 bin TL’nin kaybını telafisi için, gece-gündüz demeden çalıştım. 2004’de evlenip yuva sahibi, 2007 ve 2008 yılarında biri kız, diğeri erkek iki çocuk babası oldum ama; iyi ile kötüyü ayırt etmesini hiç öğrenemediğimi 2009’da yaşadığım ikinci iflasımla yaşadım.
2006 yılında çok inanıp güvendiğim, soframda ekmeğimi yiyen, arkamdan kuyumu kazan, iş ve aş verdiğim gibi saygıda kusur esirgemediğim insan kılıklı yaratıkların; ihanetleri, hırsızlıkları ve arsızlıklarının kurbanı oldum.
Diyeceksiniz ki ‘Senin hiç mi suçun yoktu..?’
Benim bu hayatta ki en büyük suçum, ‘İnsan’ dediğime güvenmek olmuştur hep...
Bu benim imtihanım.
Yüce Allah, her birimizi çeşitli sıkıntılarla imtihan ederken; hayatıma, iş sahama ve diğer faaliyet alanlarıma yola çıktıklarımın beni yolda bırakmaları olmuştur. Ben den; çalarak, faydalanarak, beni en zor zamanlarımda yarı yol da bırakanlar olmuştur.
Hepsinin ortak noktası PARA olmuştur. Para için, kişiliğini, onurunu, şerefini, namusunu satanların çoğaldığı bir dünyada yaşamaya devam ediyoruz.
Çevremizde, yanı başımızda; o kadar çok yalancı, sahtekar, iki yüzlü, münafık, yalaka tipler var ki, Allah bizlere yakın etmesin...
Yaratan, iyilerle karşılaştırsın...
Pislikleri, pisliklerle buluştursun...
Biz doğrularımızdan şaşmadan, neden bir 30 yıl daha demeyelim...?
Hep ilkleri gerçekleştiren biri olarak, neden Türkiye’nin konuştuğu bir ilke daha imza atmayalım..?
Neden...?