Deprem deprem yine deprem. Belki okuyucularım ‘artık kabak tadıverdin’ diye düşünebilirler. Ancak ben deprem ile ilgili hazırlıklara başlayıp biraz da olsa yol kat edildiğini görmeden deprem ile ilgili yazmayı konuşmayı bırakmayacağım. Özellikle 1999 depremini yaşamış bir yer olan Yalova’mız için.  Depremi engelleme önleme imkânımız yok. Bu bir gerçek ancak bilimle akılla bilgi ile depremin olası sonuçlarını en aza indirgeme imkânımız var. Günümüz teknolojisi ile akıl ve bilimle hareket ederek gerekirse biraz da sert kurallar uygulayarak Yalova da meydana geleceği kesin olan ancak zamanını ve şiddetini bilmediğimiz depreme karşı biraz da olsa hazır olabiliriz.

Aslında vatandaş olarak kafamda bir dizi deli sorular var diyebiliriz.

Öncelikle Yalova’mızın tüm coğrafyasında ciddi bir deprem risk analizi çalışması yapıldı mı?

İlimizi etkileyen 1999 Marmara Depremi sonucunda hafif hasarlı bina sayısı 104, orta hasarlı bina sayısı 8.585, ağır hasarlı bina sayısı 9.570, Hafif hasarlı işyeri sayısı 3, orta hasarlı işyeri sayısı 764, ağır hasarlı işyeri sayısı 565 olarak tespit edilmiş idi bu binalar ile ilgili neler yapıldı şimdilerde bir deprem olsa bu binaların akıbeti ne olur?

Yalova ilimizin yapı stoku ve bina envanteri göz önüne alındığında,1999 yılı ve öncesinde yapılmış yapıların çokluğu halen devam etmektedir bu yapı stoğu nasıl ve ne şekilde deprem mevzuatına uygun hale getirilecektir.

Depreme bağlı veya bağımsız, heyelan, sel, yangın ve tehlikeli endüstriyel tesislerde oluşabilecek kazalar nelerdir (Akronitril ve Amonyak gibi tehlikeli maddeler ile çalışan tesislerimiz var) bunlar ile ilgili ne önlemler alındı?

Yalova İRAP raporunda diyor ki; Mevcut olan dar yolların genişletilmesi, deniz ulaşımının daha etkin kullanılması, 1999 Marmara depremi öncesinde yapılan eski/kaçak yapı stoğunun dönüştürülmesi, yapılaşmaya uygun olmayan alanların yerleşime açılmamasıyla birlikte kısıtlı olan yerleşim alanlarının doğru şekilde genişletilmesi hâlinde ilimizin olası depremlere karşı çok daha dirençli hâle geleceği düşünülmektedir. Ben de sorularıma devam ediyorum.

Yeterli ulaşım yolu var mı?

Arama kurtarma için gerekli konaklama alanı var mı ve neresi?

Lojistik depolama alanı var mı binlerce yüzlerce ton yardım malzemesi nasıl nerede depolanıp dağıtılacak?

Arama kurtarma kadar önemli olan lojistik personel, gönüllü personel ya da eğitimli profesyonel personel var mı?

Toplanma alanları, çadır kurma alanları nereleri?

Geçici barınma için çadır ve konteyner alanlarının herhangi bir altyapısı var mı, su elektrik kanalizasyon sosyal yapı gibi üstelik bu alanları oluşturacak kişiler eğitimli ve bilgili mi?

21 yüzyılda 2023 Türkiye’sinde   afetzedelere halen şu 1940’lardan kalma teknoloji ile üretilen bez – branda çadırlardan mı vereceksiniz? Bu çağda uzayda çadır kurulacak teknoloji varken çadır fabrikalarının bu ilkellikte çadır üretmesi doğru mu?

İl afet planlarında çaprazlama koordine amiri olarak eşleşmiş olan diğer il ve ilçe amirleri bir deprem ya da afet anında koordineden sorumlu oldukları il ya da ilçeye hiç gitti mi bilgi sahibi oldu mu?

Daha yüzlerce sorum var ama öncelikle bunların cevabını arayacağım umarım bulurum. Yalova halkımıza gelince depreme karşı duyalı mı bana sorsanız hayır değil, kimse ev alırken ya da kiralarken deprem ile ilgili hiçbir soru sorup hiçbir konuya dikkat ettiğimizi sanmıyorum. Ama ilginç bir nokta var ki 2022 verilerine göre Yalova’da toplam konut sayısı 79.590 DASK poliçesi sayısı 71.900. Yani Yalova halkı depreme önlem olarak sadece yüzde 90 oranında DASK yaptırmış. Sanırım halk kendince depreme hazırlık yapmış ya da mal canın yongasıdır diyerek hareket etmiş. Bana kalsa duracak vakit yok hemen şimdi bugün başlamamız lazım depreme hazır olmak için çalışmaya, yarın öbür gün ne olur ne getirir belli olmaz.

Bütün insanlar hata yapar, ancak sadece bilge insanlar hatalarından ders alır.

Winston Churchill