Atatürk çiçeğinin isim babası, Bahçe düzenlemesi için o dönem Atatürk tarafından Termal’de görevlendirilen, kırk yıldan çok hizmet veren, Termal Kaplıcalarını cennetten bir köşe yapmayı başaran, Yalova’da çiçekçiliğin bu güne gelmesinde en büyük pay sahibi, baş bahçıvan Pandelli Roketas’ı unuttuk.

İlk takvime alınmış edebiyat ödüllerinin mimarı, Yalova’nın ilk traktörünü alıp köylülere bedava kullandıran, ürünlerini satmak için adalar vapurunu kullanan, Yalovalı köylülerine, her gün bıkmadan usanmadan, o vapura binip cevizciliği anlatan, fide dağıtan Fikret Madaralı hocayı unuttuk.!!!

Ardından gelen, en az Pandelli usta ve Madaralı hoca kadar Yalova’lı, çiçekçiliğin ve o dönemlerde elmacılığın şehrimizde yayılmasının mimarlarından Ricardo Disperati’yi de unuttuk.!!!

Üçünün de, mekanı cennet olsun.

Şimdi…

Bir tarım gönüllümüz daha var..

Hayatta olan…

O da eğitimci…

O da tarım emekçisi…

Yıllardır, bağcılık yapıyor…

Yıllardır, üzüm bağcılığını...

Ata sarısını...

Anlatıyor.!!!

Yalovalılara çağrıda bulunuyor...

“Yalova yüzölçümünün %14 ü yamaç, kıraç, susuz, ekim dikim yapılmayan; kaderine terk edilmiş tapulu arazilerden oluşuyor. Hepsi de, doğal şartlarda bitki örtüsüyle kaplanmış durumdadır. Ormanlaşan yerler de var. Demek ki hepsi canlı toprak. Hepsinin bir gücü var. İşte o güç ASMA’ya yeter.

Bağ, verime geçince su istemez. Bağ, yamaç yerleri sever. Bağ, kuru ve yelli havayı sever. Bağ, nemden bile hoşlanmaz.

Gelin buraları tarıma geri kazandıralım. Gelin buraları üretime sokalım. Gelin buraları milli ekonomiye katkı sağlayan vatan toprağına çevirelim. Gelin buraları gerçek değerine kavuşturalım.

“Yalova’nın geleceği üzümle tatlanır.” Diyor…

Emekli öğretmen...

Sinan Bozoğlu.

Bu sefer bari kulak verelim...

Bu sefer bari söz dinleyelim...

Bu sefer bari unutmayalım..!

Daha önce…

Unuttuklarımız gibi…

Sonra, ‘Arazilerimize çöktüler’ diye kimse ağlamasın..!

Sen ekmezsen...

Sen toprağına sahip çıkmazsan..!

Önce kamulaştırırlar…!

Sonra toplulaştırırlar..!

Daha sonra satarlar..!

Daha daha sonra da, bacaları kondururlar..!