Sporun her dalında, yönetiminde, antrenmanında yüzyıla uygun, çağın gelişimine ayak uyduracak yöneticiler ile uyum sağlamalıyız.
Antrenman Eğitim Tasarımı ve "Z" Kuşağı
Çocuk ve genç oyuncuların antrenman verimliliğini yükseltmek, yapılan etkinlikte içsel motivasyonlarını sağlayarak keyif almalarını sağlamak için, çocuğun ve gencin önce insan olduğunu bilip onun değerlerine saygı göstererek yeterliliklerini de keşfederek takımsal bütünlük içeresinde tüm oyunculardan yüksek performans almak, iyi bir antrenman ve müsabaka planlama tasarımını, antrenör becerisiyle de örtüştürerek uygulamaya geçirmek esastır.
Yapılan kolektif futbola ait eğitim ve antrenman, oyuncuya aşırı yorgunluk ile beraber, bıkkınlık, kırgınlık, üzüntü gibi ruhsal ve fiziksel harabiyetler oluşturmamalı.
Onun içindir ki günümüz "Z" kuşağı çocuk ve gencini tanımak ve anlamak çok ama çok önemlidir.
Kimdir bu "Z" kuşağı dediğimiz çocuk ve gençler!
"Z kuşağı çocuk ve gençlerin analitik ve hızlı düşünme metotlarının oldukça yüksek olduğunu belirtmek mümkündür. Takım çalışmalarına yatkın olmayan bu kuşağın kendilerine olan özgüvenleri yüksektir. Özgürdürler, bağımsızdırlar ve onlar adına mümkün olmayan herhangi bir şey yoktur."
Bu kuşağın futbol adına en zor yanı; özgüven yüksekliğinden, özgür ve bağımsız olmak istemelerinden dolayı, takım sporlarında uyumsuzlukları ve “biz olma” durumunda zorlanmaları görülmektedir.
Bu bakış açısından yola çıkarak, futbol gibi takım sporu içerisinde oyunculardan bireysel ve takımsal performans almak, eğitimcinin eğitim profilinde; sabır, sevgi, saygı öncelik olmalı, çocuk ve genç futboluna dönük görünen, görünmeyen tüm performans belirteçlerini içeren donanıma sahip olması gerekmektedir, yetmediği yerde alanında uzman hocalardan destek alabilmelidir.
Günümüz çocuk ve gencini çok iyi tanımak ile beraber, eğitimci de çok güçlü bir empati yeteneğinde olmalıdır.
Empati yapabilen eğitimci oyuncunun sportif, sosyal, psikolojik, kültürel ihtiyaçlarına da destek olarak, ona hem birey olarak hem kolektif oyundaki rolüne katkı olarak, yardımcı olabilir.
Çocuk ve genç oyuncuları tanımak, anlamak onların yaratıcılıklarına, karar verme mekanizmalarına etki edecektir. Bu vesileyle oluşacak içsel motivasyonları ile dışsal uyaranlara, daha özgüven ve saygı ile yaklaşacaklar, bunun neticesinde kendilerine ve takımlarına oyun içinde ve oyun dışında olumlu tavırlar ile hep avantaj sağlayacaklardır.
Sonuç olarak vakit kaybetmeden günümüz çocuk ve genç kuşağına biraz daha fazla kulak verip onları dinleyip, anlayarak, hayata bakış açılarını çok iyi analiz edip futbola uygun tarzda tasarlayarak eğitimlerini ve antrenmanlarını planlamak futbolumuzun geleceğine ışık olacaktır. Bütün bu saydıklarımız yapabilmek içinde başta yönetici ve eğitimcilerin kendilerini geliştirerek ilerleyen teknoloji ve eğitimle geliştirmesi gerekiyor. Bunun için de çağı yakalamış kendini geliştirmiş genç yönetici kadrolara yer açmalıyız. Saygılarımla…