Canım Yalovam, ne güzel bir yerdi eskiden. Herkes herkesi tanır, herkes herkesle selamlaşırdı. Eskiler bilir Teras Cafe vardı. Okuldan sonra muhakkak oraya giderdik. Bu kadar minibüs de yoktu gideceğimiz yere yürürdük.
Sonra, 1994 yılında il olduk değişik simalar gördük ama yine biz bizeydik. Üniversite açıldı, nüfus sayımız arttı, gelenler uyum sağlayamadı o eski tat kalmadı.
Kurban Bayramının 3. Günü, ‘bir gezelim’ dedik arkadaşla Yalova sahilinde.
Ne gördüm biliyor musunuz?
Yalova diye bir şey kalmamış. Sadece adı var. Burası resmen bir küçük Arabistan olmuş. Her yer Arap dolu. Türkçe bir kelime bile duymak büyük bir şans. Ayrıca bizden çok daha rahatlar. Ama lütfen kimse kimseyi kandırmasın, bunlar Suriyeli filan değil. Bunların çoğu Iraklı. Daha önce de yazmıştım Yalova’dan beşer altışar ev alan Iraklılar.
Yazık gerçekten yazık. Hadi Suriye de savaş vardı. ‘Ölmesinler’ dedik vicdan yaptık, ülkemize aldık. Şimdi Türkiye ve Yalova, Irak, İran, Afganistanlıdan geçilmiyor.
Yalova da bazı mahalleler satışa kapatıldı. Geçmiş olsun, yer mi kaldı zaten. Ben ırkçı biri değilim. Allah’ın yarattığı toprağın sahibi de değilim. Ama çocuğuma huzurlu güvenli bir yaşam alanı bırakmak istiyorum. Biz zaten Türk Milleti olarak Arap kültüründen uzaklaşmak istedikçe maalesef artık dip dibe yaşıyoruz. Ben o sokaklarda güvenli yürüdüğüm eski Yalova’yı istiyorum. Sizlerin de istediğine çok eminim.
Tek kelimeyle yazık oldu Atamızın şehri Yalova’ya.