Eğer bir toplum içinde yaşıyorsak bunun bir adabı var. Minibüs de dikkat edeceğimiz yerlerden biri. Eskiden; yaşlı, hamile, çocuklu birini gördüklerinde yer verirlerdi. Şimdi bakıyorum kimse kimsenin umurunda değil. Özellikle gençlere bakıyorum görmezlikten gelmek için gidecekleri yere kadar camdan başka bir yere bakmıyorlar.
Başka bir konu dikkat ediyorum hatta çok sinirleniyorum ufak çocuklarına toplum içinde nasıl davranacaklarını öğretmiyorlar. Çocuklar avaz avaz minibüsün içinde bağrıyorlar annesi babası bir sus demiyor.
Sonra telefonla konuşanlar, başlangıç yerinden bir başlıyor maşallah bitiş yerine kadar konuşuyor. Ama bütün minibüs konuyu iyice anlamış oluyor.
Bu arada konuşan sadece yolcular değil, şoförlere de bakıyorum onların elinden de telefon hiç düşmüyor. Bazıları da agresif onu bunu tersliyor. Arabalara yayalara sinirleniyor bunları da duyuyoruz.
Sarımsak soğan hatta içki kokuları da mevcut.. Yani benim her minibüs yolculuğum bir macera.. İnanın çoğu zaman tartışmamak için kendimi zor tutuyorum. Gerçekten bir toplum içinde yaşadığımızı bilmek ve bunu uygulamak bu kadar zor mu?
Biraz daha saygı biraz daha hoşgörülü olmamız gerekiyor. Bize hoş gelen şeyler başkalarının hoşuna gitmeye bilir. Biraz daha dikkat etmeliyiz. Ve toplulukta sessiz olmalıyız.