Benim evim bir parkın yanında ve bütün gün çocukların sokak hayvanlarına yaptığı kötü muameleyi izliyorum. Bu gibi olaylara sanıyorum sizler de defalarca şahit olmuşsunuzdur. Aslında üzücü olan hala bu zamanda bunları konuşuyor olmamız. Bence bu konuda ilk görev, anne ve babalara düşüyor. Çocuklarına hayvanları, özellikle sokak hayvanlarını sevmeyi, onlara kötü davranmamayı öğretmeliler.
Mesela eve küçük bir hayvan alabilir, çocuğuna bir hayvana nasıl değer verileceğini gösterebilirler. Ama en iyi çözüm Avrupa’da olduğu gibi kreş ve ilkokulları küçük hayvanat bahçesinin içine yapmalılar. Hayvanlarla iç içe olmak, çocuklara hayvan sevgisini aşılayacaktır.
Kendimden örnek verirsem ben hayvanlardan hala korkarım. Ama kızım küçüklüğünden beri nerde bir hayvan görse hemen sever, gider mama alır, ilgilenir, veterinere götürür. Nedeni ise Hollanda’daki okulunun bir hayvanat bahçesinin içinde olmasıydı. Aramızdaki farkın nedeni bu. Belki hemen bunu uygulamak zor olabilir ama en azından her sınıfın bir kedisi, bir tavşanı olabilir. En azından bir yerden başlanmış olur.
Avrupa'da hemen hemen her çocuk büyünce veteriner olmak istiyor. Nedeni içlerindeki hayvan sevgisi… Türkiye'ye baktığımızda da hala sokak hayvanlarının yara bere içinde olduğunu görüyoruz. Çocuklarımıza hayvanların da canı olduğunu, yaşama haklarının olduğunu, canlarının çok acıdığını öğretebilirsek çok güzel bir iş başarmış olacağız.
Sadece hayvan sevgisi deyip geçmeyelim. İnanın çocuklarımıza o kadar çok şey katacak ki hayvan sevgisi; bizler bile inanamayacağız. Bakın şimdiki büyüklere; sokak hayvanlarını silahla öldüren mi dersiniz, tekme taş atanlar mı dersiniz…
Gelecekte de böyle bir nesil olsun istemiyorsak bir an önce hayvan sevgisini çocuklarımıza aşılamalıyız.