İçerisinde bulunduğumuz bu günlerde her birimize büyük sorumluluk ve görev düşüyor. Ekonomik, sosyal, psikolojik etkilerine girmeyeceğim lakin tüm dünyada salgın hale gelen Koronavirüs konusunda daha kişisel fazla özen gösterilmesi gereği kendisini gösteriyor. Devletimiz tüm kurumlarıyla ve olanca gücü-imkanı ile adeta seferberlik içerisinde iken bizim “evde canım sıkılıyor” lüksünde olmamamız gerekiyor. Pek çok makale, görsel ve sunum dinledim, izledim. Lakin en etkili olanı virüsün yayılmasının nasıl engelleneceği oldu.
Domino taşını bilirsiniz. Milyonlarcasını dizersiniz ve her biri bir öncekinin etkisiyle devrilir. Bir tanesinin aradan çekilmesi ile geride kalanların ayakta kalması sağlanır. Dominodan da öteye sağlık sistemimiz içerisindeki yatak, yoğun bakım, solunum cihazı gibi kapasite belli. Bu kapasitede de insanüstü çalışmaları görüyoruz. Örneğin solunum makinesinde dün itibarıyla seri üretimde müjdeli haber geldi. Yerli ve milli solunum cihazı üretimi ile büyük ölçüde rahatlayacağız. Ülkemiz talep eden diğer ülkelere de yardım elini uzatması, uzatabilmesi gurur verici. Öncelikle bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız gerekiyor. Yani mevsimsel gribe yakalanmamamız ile daha az riske girmiş olacağız. Aslında işin özü domino taşının aradan çekilerek hastalığın yayılımının azaltılması. Ne kadar az insana bulaşırsa o kadar risk azalacak ve hastalığın etki alanının azalmasıyla yayılım hızı azalıp tedavi edilen hasta fazlalaşacaktır. Problem olacak konu hastanelerin kapasitelerinin dolması ve tedavi edilebilecek hastalara yer kalmamasıdır. Yayılımda farkında olmadan taşıyıcı olmamamız için evde kalmamız işin en pratik çözümüdür. Bu kadar basit… Evden zorunlu olarak çıkmamız gerekiyorsa sosyal mesafeyi koruyarak başkalarına bulaştırmayacağımız 14 altın kuralı eksiksiz olarak uygulamamızdır.
Çocuklarımız uzaktan eğitim ile hayata bir nebze daha fazla bağlandılar. Gündelik hayat aslında psikolojik etkisi ile evde kalmanın getirdiği olumsuzlukları gideriyor. Alışacağız yeni duruma. Eğitim hayatın ayrılmaz parçası. Zamanı iyi ve yerinde geçirerek, bilhassa kitap okuyarak hayatımıza kitabın daha fazla girmesini sağlamalıyız. Sosyal medya ve televizyon zaten yeterince Koronavirüsü gündemde tutarken bu odaktan kurtulup hayata dönmek gerekiyor.
Bu günleri aşacağız. Tekrar eski günlere döneceğiz. Tüm kalbimle inanıyorum. Yeter ki herkes elinden geleni yapsın. Herkes bir domino taşı çekerse bu global hastalığı yeneceğiz. Moralimizi yüksek tutacağız. Sağlıklı günler dileyerek başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…