Dünya kurulduğun da bir şey eksikti. Bu güzelliğe bu eşsiz esere bir duygu lazımdı. Allah Âdem ve Havva’yı cennetten kovduğunda iki aşık ayrı ayrı yerlere atılmıştı dünyada. Ve işte dünyaya o ruhu katan buluşma oldu ve Âdem ile Havva Arafat ta kavuştular. Yani dünya da ilk aşk Arafat da başladı ve evrene aşk ışığı saçtı. Âdem, Havva için cenneti bile feda etti. Günümüze baktığımız da aşk sevgi ne kadar kirletildi. Kutsal olan bu değerleri ne çabuk bitirdik. Bırakın dağ delmeleri, çöl aşmaları kimse kimsenin umurunda değil. Şimdi aşklar bence yalan üzerine kurulu. Ve çoğu da sosyal medya üzerinde yaşanıyor. Sevgililer gününün çok da bir anlamı kaldığını sanmıyorum. Sadece ticarete dökülmüş bir gün. Zaten sevene sevilene her gün sevgi günü aşk günü.
Seven sevdiğinin elini tutsun bu zaman da bilhassa daha sıkı sarılsın sevdiğine. İnsan kaybettikten sonra anlıyor bazı şeyleri yerine pişmanlıklar bırakıyor. Gideni döndürmek zor. Önemli olan yanındayken kıymetini bilmek. Temiz sevebilmek, güven verebilmek önemli.
Pahalı hediyeler bir sevgi göstergesi olmamalı. Aşk ve sevgi para ile anılmamalı. Ama biliyorum içinizden diyorsunuz ki nerde kaldı mı bu zamanda. İnanın zamanla alakası yok. Hepimiz doğru olduktan sonra hayat da zaman da evlilikler de düzelir diye umut ediyorum. Sevgi ağır bir kelime aslın da. Çok çeşitleri var ama şarkılara bakıyoruz yüzde doksanı aşk üzerine söylenmiş. Çünkü bu dünyada ilk sevgi aşkmış. Hatta ilk insan yaratılışında bile aşk var. Ne güzel ne kutsal bir duygu. İçinde bunu bilen ve yaşatana ne mutlu...