La Nina, tropikal Pasifik Okyanusu’ndaki El Nino Güney Salınımı (ENSO) döngüsünün bir aşamasını temsil eder. Bu aşama, doğu ve orta Ekvator Pasifik’te deniz yüzeyi sıcaklıklarının ortalamadan daha soğuk olmasıyla tanımlanır. ENSO döngüsünün diğer ucu olan El Nino ise tam tersine, yüzey suyunun ortalamadan daha sıcak olduğu bir durumdur.
La Nina, küresel sıcaklıkları düşürme eğilimindedir ve hava koşullarını bölgelere göre farklı etkiler. Amerika’nın güney ve batısında daha kurak bir hava yaratırken, Endonezya, Kuzey Avustralya ve Güney Afrika’da yağışları artırır. Ayrıca, Atlantik’te daha fazla kasırgayı tetikleyebilir.
AVRUPA’YA ETKİLERİ NE OLACAK?
Meteorolog Lowinski, La Nina’nın Avrupa üzerindeki en belirgin etkisinin kış aylarında görüleceğini ifade ediyor. Bu, "telekonneksiyon mekanizması" adı verilen, dünyanın farklı bölgelerindeki büyük ölçekli hava modellerinin birbiriyle etkileşimi nedeniyle gerçekleşiyor.
Pasifik Okyanusu’nda iki farklı bölge izleniyor: Orta Pasifik (CP) ve Doğu Pasifik (EP). Bu iki bölgedeki değişimlerin, hava durumu üzerindeki etkileri farklılık gösteriyor.
GELECEK TAHMİNLERİ
Tahminler, 2025 yazından önce hava koşullarının nötr bir duruma geri döneceğini gösteriyor. Bu nedenle, mevcut döngünün her iki yönde de güçlü bir eğilim oluşturmayacağı düşünülüyor. Ancak, La Nina’nın bu kış küresel çapta nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor.
La Nina’nın etkileri, dünyanın farklı bölgelerinde sıcaklık değişimleri, kuraklık veya aşırı yağış gibi sonuçlarla kendini gösterebilir. Önümüzdeki süreç, bu doğal döngünün hava koşulları üzerindeki etkilerini daha net bir şekilde ortaya koyacak.