Tarih, geçmişle günümüzü bağlayan en önemli bilim dalıdır. Okul yıllarımızda gördüğümüz tarih dersinin yıllar sonra bile güncel hayatta karşılığını buluyoruz. Günümüzde örneğin Ayasofya Camii’nin 24 Temmuzda açılışı gerçekleşecek. Ayasofya Camisine tarihi perspektifte bakıldığında tarih bilgisi yeterli olmayanların bu konuya yaklaşım açıları yetersiz olacaktır. Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki çatışmanın temeli Karabağ bölgesinin tarihini bilinmez ise günümüzü anlayamayız… Bunun gibi örnekleri artırmak mümkün.
Yalova ilimizin birbirinden farklı doğal güzellikleri olan köylerimiz var. Konumları farklı, geçimleri farklı, bitki örtüleri farklı, yaşam biçimleri farklı, geçim kaynakları farklı. Bu farklılık aslında zenginliğimiz. İl Genel Meclis Üyesi olmamdan dolayı köylere program dahilinde gitmemim yanında hava almak için de fırsat buldukça gidiyorum. Ailemin en çok sevdiği şey bir köyde piknik yapmak, doğada zaman geçirmek. Bir ayın büro yorgunluğunu bir günde geçiriyor. Aslında Yalova ilimizde yaşayanlar için bulunmaz bir fırsat bu. Çünkü 10 dakikada doğaya ulaşıyorsunuz, hamağınızı salıncağınızı kuruyorsunuz, mangalınız bir saat sonra hazır. Gökyüzüne yakın bir yerde tertemiz havayı soluyorsunuz… Bu nimeti pek çok ilde bulma imkanınız yoktur. Ya da daha zahmetli olarak elde edebilirsiniz.
Yazımda köylerimizin doğal yönünün yanında tarihi açıdan yaklaşacağım. Pek çok köyümüzde tarihle olan bağımızı ayakta tutan evler, yapılar, eserler, mezar taşları var. Üzerinde maalesef anlayamadığımız Osmanlıca yazıları olan mezar taşlarını köylerimizde görüyoruz. Bazı köylerimizde toparlanıp bir kenara konulmasına da oldukça üzüldüm. Kurtuluş Savaşı öncesinde çeteler tarafından türlü işkenceler ile hayatlarını kaybeden, köyleri yakılan evlerinden yurtlarından göç etmek zorunda bırakılan köylerimizde o günleri yaşayanların çocukları ve torunlarından dinleyeceğiniz hatıralar vardır. Aslında geçmişten günümüze hem yaşayan tarih abidesi büyüklerimizin, hem de o günlere şahitlik etmiş yapıların korunması ve gelecek nesillere aktarılması çok önemli. Köylerimizdeki bu tarihi dokunun korunması adına yapılan ve yapılacak çok şey var. Geçtiğimiz günlerde il genel meclis kararımıza istinaden özel idaremizin yaptırdığı Akköy şehitliği şehrimiz için büyük bir eksikliği giderdi. Şehitliklerimizin zamanla yenilenmesi, köylerde bulunan şehit mezarlarımızın bakımı, onarımı her şeyden öncelikli. Bu vatan için şehit olmuş her evladımız bizim için baş tacıdır.
Yaşayan tarih büyüklerimizin hatıralarının, köy yaşamına ilişkin her türlü nesnenin, araç ve gerecin korunması adına bazı köylerimizde müze anlayışı içinde korunmaya alınması gurur verici. Bunun daha da yaygınlaştırılması gerekiyor. Mezar taşları gibi tarihi değer taşıyan, geçmişten günümüze bağı sağlayan her unsur korunmalı ve geleceğe aynen aktarılmalı. Bu anlayış içinde köy tarihlerinin de bilinmesi gerekiyor. Bunun için geçmişte kafa yormuş, araştırmacıların kıymetli eserlerinden de yararlanıp Yalova’mızın köylerinin tarihi üzerinde daha detaylı çalışma yapılması kendisini gösteriyor. Etki alanı açısından pek çok kurum ve kuruluşla ilintili olan konuda bu gözle bakılarak inanıyorum ki gelecekte daha geniş kapsamlı çalışma yapılacaktır. Başka bir yazımda buluşana kadar sağlıcakla.