Bu tür isimsiz makaleler, New York Times için sık rastlanan bir durum değil. Ocak 1977'de Hindistan'ın dönemin lideri Indira Gandhi'yi eleştiren bir anonim makale yayımlanmış, Eylül 2018'de de dönemin ABD Başkanı Donald Trump'a karşı içeriden olduğu iddia edilen isimsiz bir yazıya yer verilmişti.
Dün yayımlanan makalede, özellikle "Türkiye, İsrail’i tehdit edebilir" yorumu dikkat çekti. Gazete ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, 7 Ekim saldırıları sonrası Hamas'ı kınadığına vurgu yaparak, İmamoğlu'nun Ortadoğu'daki sorunları çözebilecek bir lider olabileceği iddiasında bulundu.
Makalenin bir başka dikkat çeken yönü ise İmamoğlu için kullanılan ifadelerdi. "Seçildiğinden bu yana Haliç’i temizlemeye çalıştı ve çocuklara süt dağıttı" gibi detaylar, bir cumhurbaşkanı adayı tarifi yapılırken öne çıkarıldı. Ancak, daha önce Erdoğan'ın gerçekleştirdiği projelerin İmamoğlu'nun hanesine "etkileyici sicil" olarak yazılması, tartışma yarattı.
New York Times’ın eski Genel Yayın Yönetmeni Jill Abramson, kaleme aldığı "Gerçeğin Tüccarları" kitabında, gazetenin sık sık meslek etiğini ihlal ettiğini ifade etmişti. Erdoğan'a yönelik bu son makale de, benzer bir etik tartışmayı gündeme taşıdı.
Yayımlanan yazıda yeni bir eleştiri bulunmamakla birlikte, ister hükümeti destekleyin, ister muhalif olun; haber merkeziyle bağı olmayan anonim yazılar üzerinden "Türkiye'ye baskı çağrısı" yapılması kabul edilemez bir yaklaşım olarak değerlendirildi.
Öte yandan, New York Times’ın genel yayın politikası da uzun süredir eleştiri konusu. Ramazan ayında "Cooking" ekinde 'maklube' tarifine yer verilmesi veya Beyoğlu'ndaki PKK saldırısında Türk vatandaşları yerine turistlerin öne çıkarılması gibi örnekler, gazetenin taraflı yaklaşımına örnek gösteriliyor.
Sonuç olarak, Erdoğan’ın ismi üzerinden Türkiye’yi hedef almak ve İsrail dostluğunu cumhurbaşkanlığı için birincil kriter olarak göstermek, geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye kamuoyunda karşılık bulmuyor.