Görür açıklamalarında, "Marmara Denizi'nde büyük Marmara depremi olacaktır. Bu bir gün mutlaka gerçekleşecek. Mevcut depremler gerilimi artırdı, büyük depremin sürecini hızlandırdı" ifadelerini kullandı. Ayrıca, “Görüşler bilimsel verilere dayanmalıdır. Araştırma yapmadan fikir beyan etmek bilim değildir” dedi.
"İki farklı yaklaşım yok"
Görür, "Marmara'da büyük deprem olacak" görüşünün bilimsel temellere dayandığını vurguladı. "Kumburgaz Fayı'nın kırılmamış 40-50 kilometrelik bölümü" olduğunu ve bu fayın kırılmasıyla 7.2 büyüklüğünde, Adalar Fayı ile birleşmesi durumunda ise 7.5 büyüklüğünde bir depremin yaşanabileceğini söyledi.
"Kendimizi aldatmayalım"
Görür, "Marmara kırılmak zorundadır. Kendimizi aldatmayalım. Bilimsel doğrular nettir," diyerek uyarıda bulundu. İstanbul'da beklenen büyük depremin yaratacağı yıkımın, ekonomiyi ve üretimi ciddi şekilde etkileyeceğini belirtti. "Türkiye diz üstüne çöker" ifadesiyle olası depremin ulusal etkilerini de gözler önüne serdi.
"İstanbul'u deprem dirençli yapmalıyız"
Prof. Dr. Görür, İstanbul'un deprem dirençli hale getirilmesi gerektiğinin altını çizdi:
-
Yönetimi, halkı, altyapıyı, yapı stokunu, ekosistemi ve ekonomiyi deprem dirençli hale getirmek gerektiğini vurguladı.
-
Bir Afet Bakanlığı kurulması ve uzun vadeli planlamayla Türkiye’nin tüm kentlerinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
"Çoluk çocuğumuzun neslini garanti altına alalım"
Görür, "Havaalanı, yol, köprü az yapalım; bütçeden daha fazla deprem hazırlığına pay ayıralım" çağrısında bulundu. Japonya gibi örnekleri hatırlatarak, “Biz de başarabiliriz” dedi.
"Bizans'ta da, Osmanlı'da da olmuş, şimdi de olacak"
Son olarak, "Marmara'da tarih boyunca depremler oldu, yine olacak" diyen Görür, halkın eğitilmesi gerektiğini ve afet hazırlık çalışmalarının masa başında değil, sahada yapılması gerektiğini vurguladı.