Açıklamasında “Eşitliğe inanmayanların yönettiği ülkemizde, kadının insan hakları ve laiklik büyük tehdit altındadır. İktidar, durmadan kadınların canları pahasına bedel ödeyerek kazandıkları haklara gözünü dikmektedir. İstanbul Sözleşmesini fesheden, 6284 no’lu kadını şiddetten koruyan yasayı budamaya kalkan AK Parti’nin yeni hedefi Medeni Kanun’dur. Gelenek haline getirdiği “Torba Yasa” uygulaması ile biz kadınların haklarını bir torbaya doldurup çöpe atabileceğini sanmaktadır. Oysaki çok yanılmaktadır” diye başlayan Meryem Ataç, “İktidar, yine algı yönetimi peşindedir. Boşanmalara erkekler açısından bakmakta ve boşanan kadınlara ödenen yoksulluk nafakasının erkekleri mağdur ettiğini iddia etmektedir. Mağdur olan erkeklerimiz varsa onun da yanındayız Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz 2023 tarihinde yaptığı açıklamada "Ben süresiz nafaka konusunu önemsiyorum. Mağdur olan erkeklerimiz varsa onun da yanındayız" diyerek kadınların değil erkeklerin yanında yer aldığını açıkça itiraf etmiştir” sözlerini sarf etti.
“Medeni Kanun için sil baştan diyenleri siyasetten sileceğiz”
Açıklamasının devamında “Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise 6 Kasım 2023 tarihinde bu söylemi bir adım öteye taşımış ve evliliklerde süresiz nafakanın hakkaniyete uygun olmadığını iddia etmiştir. Oysaki süresiz nafaka yoktur. Bakan nafakanın verilme şartlarını elbette çok iyi bilmektedir” ifadelerini kullanan Ataç, şunları söyledi: “Torba yasada yer alacağı belirtilen düzenlemelerden birisi de boşanmaların hızlandırılmasına yöneliktir. Her alanda davaların çok uzun sürdüğü Türk yargı sisteminde, bu vaat kulağa çok hoş gelmektedir. Ancak gerçek hayatta bu uygulama, çubuğu elimizde kalacak bir elma şekeridir. Boşanma erkekler açısından kolaylaşacak, kadınlar haklarını alamayacaklardır. Anlaşmalı boşanmalarda bile çoğu kadın psikolojik şiddet görmektedir. Dillerine pelesenk ettikleri bir başka konu ise aile arabuluculuğudur. Oysaki boşanmalarda arabuluculuğa gerek yoktur, hâkimin sulh yetkisi vardır. Kaldı ki boşanmak isteyen kadınlar, adliyede bile öldürülmektedir. Arabulucu tarafından uzlaştırılmak üzere bir araya getirildiğinde, kadının can güvenliği yoktur. Ayrıca arabuluculuk sistemi aile hukukunda uygulanmaz. Altında imzamız olan CEDAW yani; Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de bunu şart koşar. Medeni Kanun’u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun’u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis’te hem de sahada direneceğiz. Örgütlü gücümüzle ve kadın hareketiyle kenetlenerek mücadeleyi büyüteceğiz. Medeni Kanun için sil baştan diyenleri siyasetten sileceğiz.”