Suriye'deki çatışmaların 27 Kasım’da şiddetlenmesinin ardından, 8 Aralık’ta 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle Esad yönetimi devrildi. Bu gelişme, İsrail için fırsat yarattı ve hemen harekete geçerek planlarını devreye soktu. 1967’den bu yana Golan Tepeleri’ni işgal eden İsrail, şimdi bölgedeki yerleşim alanlarını genişletmeye karar verdi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Golan Tepeleri'nin “sonsuz bir şekilde İsrail’in ayrılmaz parçası” olduğunu savunarak, "Golan’daki varlığımızın, sadece eteklerinde değil, tüm bölgesindeki önemi daha iyi anlaşılmıştır" ifadelerini kullandı. Hemen ardından, hükümet Golan Tepeleri'nde yerleşimci sayısını artırma planını onayladı. Netanyahu, bu adımın İsrail’in güvenlik ve egemenliğini pekiştirdiğini öne sürdü.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Suriye’nin iç işlerine müdahale etmediklerini savunsa da, İsrail ordusu son dönemde Suriye'nin güneyine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Son olarak, İsrail, Katana beldesinin Cemle, Mezra Beytelcin ve Megar Mir köylerini de işgal etti. Bu gelişmeler, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki askeri varlığını artırırken, başkent Şam’a 25 kilometre kadar yaklaşmasına yol açtı.
Suriye’deki Baas rejiminin 8 Aralık’ta çökmesiyle paralel olarak, İsrail ordusu, rejim güçlerinin geride bıraktığı askeri altyapıyı imha etmeye başladı ve Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişletti. 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması’na rağmen, İsrail, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’ni hala işgal altında tutuyor.