Suriye’de muhalifler tarafından başlatılan operasyon, Esad rejimi ve İran’da büyük şok etkisi yarattı. Halep’in düşmesinin ardından İran, operasyonun arkasında İsrail’in olduğunu iddia ederek bir manipülasyon kampanyası başlattı. Türkiye'deki bazı gruplar ise mezhepçi bir refleksle Esad ve İran’ın yanında durarak muhaliflerin özgürlük mücadelesini karalamaya çalıştı. Ancak sahadaki gerçekler farklıydı: Esad, Halep’teki stratejik noktaları terör örgütü PKK’ya teslim etti ve bununla yetinmeyip Birleşik Arap Emirlikleri aracılığıyla İsrail’e yardım talebinde bulundu. Suriye Millî Ordusu’nun Halep’e ilerleyişi, rejimin en kritik bölgelerinin PKK’ya terk edilmesine neden oldu. Halep Havalimanı, Kuveyris Askerî Havalimanı ve Savunma Sanayi Silah Üretim Merkezi gibi önemli yerler, Esad rejimi tarafından PKK'ya teslim edildi. İran'dan gelen talimatla, Esad yönetimi bu bölgeleri terör örgütüne bırakırken, YPG/PKK’ya yeni güç takviyesi yapıldı. Suriye Millî Ordusu ise, PKK ve rejim savunmasını kırarak bu bölgeleri özgürleştirdi.
PKK, Şeyh Maksud bölgesindeki sivilleri kalkan olarak kullanarak kanlı bir sabotaj planı hazırlamıştı. Plan, muhaliflerin suçlanması ve uluslararası güçlerin müdahalesini sağlamak amacı taşıyordu. Ancak Türkiye, bu kirli planı fark ederek Suriye Millî Ordusu’nu harekete geçirdi. Halep, Kuveyris ve Savunma Sanayi Tesisleri PKK’dan temizlendi. Bu başarının ardından, teröristlerin İsrail’den yardım talebinde bulunduğu iddiaları gündeme geldi.Suriye’de rejim ile PKK arasındaki işbirliği yeni bir durum değil. 2011’de başlayan iç savaşla birlikte Esad, terör örgütüyle çeşitli işbirliklerine gitti. Daha önce birçok kez gündeme gelen bu işbirliği, Halep’teki son gelişmelerle bir kez daha açığa çıktı.PKK'nın üst düzey yöneticisi Bese Hozat, gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, İsrail ve Koalisyon güçlerinin sessizliğini vurguladı. “Rejim çökmüş durumda, ancak uluslararası güçler bu duruma sessiz kalıyor. İsrail de herhangi bir adım atmadı,” diyerek durumu değerlendirdi.
Esad rejimi, muhaliflere karşı kaybettiği bölgeleri toparlayabilmek için zorla askere alma uygulamalarını arttırdı. Yerel kaynaklara göre, Lazkiye ve Tartus illerindeki sivillere silah ve mühimmat dağıtıldı. Rejim, gönüllü askerlik başvurusu olmayınca, 18-40 yaş arasındaki erkekleri zorla askere almak için baskı uyguluyor.Esad rejiminin zor durumda olduğu bu süreçte, Rusya’dan da hava saldırılarıyla destek geldi. 27 Kasım-2 Aralık tarihlerinde yapılan hava saldırılarında 81 sivil hayatını kaybetti, 304 kişi ise yaralandı. Rejim güçlerinin bu hava desteği, muhaliflerin ilerleyişini durdurmak için yapıldığı değerlendiriliyor.Suriye'deki bu karmaşık güç mücadelesi, sadece bölgedeki ülkeleri değil, dünya çapında birçok uluslararası aktörü de etkilemeye devam ediyor.