Türk- İş Sendikasına üye olan kamu işçileri, Yalova İl Özel İdaresi Ek Hizmet Binasının önünde Salı günü eylem yaptı. Sabah saat 08: 00’da başlayan eylemde basın açıklaması da yapıldı. Basın açıklamasını Yal- İş Sendikası Bursa 2 Nolu Şubesi Mali Sekreteri ve Yalova İl Özel İdaresi Sendika Temsilcisi Mahmut Yağızel okudu.
“Bıçak kemiğe dayandı”
Açıklamasına “Sıkıntılarımız artarak devam ediyor. Satın alma gücümüzdeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, işsizlik, güvencesiz çalıştırma, kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlarımız başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir” diye başlayan Mahmut Yağızel, “Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için önce geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklaması yaptık. Ardından Tekirdağ ve Zonguldak'ta on binlerce işçinin katıldığı mitingler yaptık. Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz” diye konuştu.
“Ekonomik krizin bedelini biz ödemeyeceğiz”
Açıklamasında “Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz. Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafların altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz diyor” sözlerini sarf eden Mahmut Yağızel, şunları ekledi: “Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış. İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyoruz. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz; asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz.”
“Gelir vergisi yüzde 15'đe sabitlenmelidir”
Açıklamasına “Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır” diye devam eden Yağızel, “Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır. Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV'si ÖTV'si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, bürüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15'đe sabitlenmelidir. İsçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir” dedi.