Daha önce de iki kez Türkiye birincisi olmasına rağmen mülakatta başarısız olan Pişiren, sonunda Adalet Bakanlığı’na karşı dava açmaya karar verdi.
Başarıları Yeterli Olmadı
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden 2018’de mezun olan Emre Pişiren, 2021 yılında girdiği İdari Yargı Hakim Adaylığı Yazılı Sınavı’nda Türkiye 8.’si olmuş, ancak mülakatta elenmişti. Vazgeçmeyen Pişiren, 2022 yılında tekrar sınavı kazanarak Türkiye 1.'si olmuş, ancak mülakatta yine başarısız olmuştur. 2023’te ise 98.5 puanla rekor kırarak bir kez daha Türkiye 1.’si oldu, ancak mülakat yine onun hakkını teslim etmedi. Yaşadığı adaletsizliğe karşı hukuki yola başvurarak Adalet Bakanlığı’na dava açtı.
Mülakatta Soruların Alakasızlığı
Emre Pişiren’in avukatı, mülakatta kendisine yöneltilen soruları şaşkınlıkla aktardı. Avukat, mülakatta sorulan “Örümcek ağı teoremi nedir?”, “Sanat nedir?”, “Siyaset ne demektir?” ve “Adalet ile eşitlik arasındaki fark nedir?” gibi soruların İdari Yargı Hakim Adaylığı sınavının gerektirdiği becerilerle hiçbir ilgisi olmadığını belirtti.
Ayrıca, mülakat sırasında kurul üyelerinin kendi aralarında şaka yaparak gülüştükleri de dile getirildi. Bu da mülakatın objektif ve adil olmadığını gösteren bir başka unsur olarak öne çıktı.
Mahkeme ve Karar
Pişiren, idare mahkemesinden yürütmenin durdurulmasını talep etti. Mahkeme Adalet Bakanlığı’ndan savunma isteyip, mevzuatla ilgili sıralamalar dışında somut bir açıklama alamadı. Sonunda mahkeme, oy çokluğuyla davayı reddetti. Ancak bir hakim, mülakatta soruların kayda alınmadığını ve sürecin keyfi olduğunu belirterek şerh düştü.
Fethullahçı Yapıyla Bağlantılar ve Geçmişin Gölgesi
Barış Terkoğlu’nun haberine göre, Emre Pişiren’in geçmişi oldukça ilginç ve karmaşık. Genç yaşta Fethullahçı yapının ağlarına takılan Pişiren, zamanla bu yapıyla yollarını ayırmış ve bu süreçte yaşadığı zorlukları da dile getirmiştir. Ortaokul yıllarında yoksul bir aileden gelen Pişiren, Fethullahçılar tarafından derslerinde yardım edilmesi vaadiyle evlerine davet edilmiştir. Ancak üniversiteye adım attığında, FETÖ’nün tekliflerine karşı durarak, askerlikten de kaçmıştır.
15 Temmuz’dan sonra, FETÖ’ye karşı duyduğu rahatsızlık nedeniyle MİT’e başvurmuş ve tanıdığı kişilerin isimlerini vermiştir. Ancak, geçmişindeki bu olayların peşini bırakmadığı ve mülakatta yaşadığı başarısızlığın sebeplerinden birinin de bu geçmişi olduğu düşünülmektedir.
Mülakat Başkanıyla İlgili İlginç Bağlantılar
Hikâyenin bir başka ilginç yönü ise mülakatın başkanının adıyla ilgilidir. Mülakatın başkanı olan Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, geçmişte Pensilvanya’daki Fethullah Gülen’i ziyaret ettiğini ve 17-25 Aralık döneminde önemli bir yer edindiğini açıklamıştır. Ramazan Can’ın, geçmişte FETÖ ile olan bağlantıları ve 17-25 Aralık öncesinde yükselmek için bu yapıyı kullandığını ifade ettiği biliniyor. Emre Pişiren’in geçmişteki mücadelesi ve FETÖ ile bağlantılı olan biriyle karşı karşıya gelmesi, mülakatın objektif ve adil olup olmadığını sorgulatan bir diğer önemli unsur olarak öne çıkıyor.
Ailevi Zorluklar ve Adalet Arayışı
Emre Pişiren’in annesiyle yapılan görüşmelerde, çocuğunun eğitim hayatını zor koşullarda sürdürdüğü, mülakata giderken giyecek elbiseyi bile borçla temin ettiği anlatıldı. Pişiren’in yaşadığı bu zorluklar, mülakatlarda başarısız olmasının ardından daha da belirginleşti. Onun için adalet arayışı sadece kariyerini değil, aynı zamanda yıllarca süren mücadelesinin ve ailesinin emeğini de savunmak anlamına geliyor.
Sonuç olarak, Emre Pişiren’in Türkiye birincisi olduğu halde mülakatta elenmesi, sadece onun kişisel hikayesini değil, Türkiye’deki adalet ve sınav sistemindeki bazı belirsizlikleri de gözler önüne seriyor.
