Bu rapor, dönemin önemli bir gazetecisi olan Times Muhabiri Walter Collins'in İstanbul'daki faaliyetlerini ve bu faaliyetlerin, o dönemde Türkiye’nin istihbarat birimi olan Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti (MAH) tarafından nasıl denetim altında tutulduğunu ortaya koyuyor. MİT’in internet sitesinde bulunan “Özel Koleksiyon” sekmesinde, yıllar önceki bu gizli rapor, tüm ayrıntılarıyla ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı.

90 Yıllık Bir Belge: MİT’in Yayımladığı İstihbarat Raporu

Söz konusu istihbarat belgesi, 2 Şubat 1935 tarihli ve dönemin İstanbul'daki gazete muharrirlerinden Walter Collins ile ilgili bilgiler içeriyor. Rapor, Collins’in İstanbul'a döndükten sonra Bay Nurettin adında bir muhabirle yaptığı görüşme ve bu görüşmenin ardından Collins’in, Ankara muhabiri olarak Bay Nurettin’i görevlendirdiği detaylarını aktarıyor. Bu rapor, Collins’in faaliyetlerinin yalnızca gazetecilikle sınırlı olmadığı, aynı zamanda o dönemdeki Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbarat mekanizmalarıyla da yakın ilişkiler içinde olduğu izlenimini veriyor.

Raporda dikkat çeken önemli bir diğer nokta ise, Collins’in gazetecilik faaliyetlerinde kullandığı isimler ve kodlardır. İlk verdiği talimatlarda, Atatürk yerine "Robertson", İsmet İnönü yerine "Smith" ve Mareşal Fevzi Çakmak yerine de "Brown" gibi Batılı isimlerin kullanılmasını istemesi, dönemin siyasi ortamına dair ipuçları veriyor. Bu değişim, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve siyasi liderlerinin yerine Batılı isimlerin tercih edilmesinin, uluslararası ilişkilere dair bir sembolizm taşıdığını düşündürüyor.

Collins’in Faaliyetleri ve MAH’in Rolü

MİT raporunda ayrıca, Collins’in İstanbul’da bulunmadığı zamanlarda yerini devralacak olan kişi hakkında bilgi veriliyor. Collins’in yerine Canut adlı bir kişinin bakacağı belirtiliyor. Bu tür detaylar, dönemin gazetecilik faaliyetlerinin nasıl denetlendiği ve yönlendirildiği hakkında fikir veriyor. Raporda ayrıca, Collins’in yazacağı telgrafların ve alacağı direktiflerin, Türkiye’nin gizli servis birimi olan MAH ile paylaşılacağı da vurgulanıyor.

Raporda yer alan önemli bir diğer bilgi ise, Collins’in çalışmalarının sadece gazetecilikle sınırlı kalmadığı, aynı zamanda gizli bir şekilde devletin çıkarları doğrultusunda da yönlendirildiğidir. Bu, o dönemde gazetecilerin nasıl bir denetim altına alındığı ve istihbarat birimleriyle iş birliği yaptığına dair önemli bir örnektir. Gazetecilerin yalnızca haber yapmakla kalmadığı, aynı zamanda devlet politikaları ve güvenlik meseleleriyle ilgili olarak da birer araç olarak kullanıldığı bu belgede açıkça görülmektedir.

Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat Tutuklandı Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat Tutuklandı

Atatürk ve İnönü’nün İsmi Üzerine İstenilen Değişiklik

Raporda ayrıca, Collins’in Türkiye’nin iki önemli siyasi figürünün yerine Batılı isimlerin kullanılmasını talep etmesi de dikkat çekici bir ayrıntıdır. Bu talimat, yalnızca gazetecilik faaliyetlerinin ötesinde bir anlam taşıyor. Atatürk ve İnönü gibi Cumhuriyet’in kurucuları, dönemin Batılı güçleriyle olan ilişkilerde belirli bir strateji doğrultusunda daha nötr veya farklı bir kimlik üzerinden sunulmuş olabilirler. Bu tür bir durum, gazetecilikle doğrudan ilgili olmayan diplomatik bir stratejiyi de işaret ediyor olabilir.

MİT'in Arşivini Kamuoyuyla Paylaşması

MİT'in bu tür belgeleri arşivinden çıkarıp kamuoyuyla paylaşması, önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu raporlar, yalnızca dönemin gazeteciliği ve uluslararası ilişkileri hakkında bilgi vermekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin güvenlik, istihbarat ve diplomasi geçmişine dair derinlemesine bir bakış açısı sunuyor. MİT’in bu tür belgeleri gün yüzüne çıkarması, tarihe ışık tutarken, aynı zamanda modern istihbaratın nasıl şekillendiğine dair de bir anlayış kazandırıyor.

Sonuç Olarak

MİT tarafından yayımlanan bu 90 yıllık istihbarat raporu, dönemin siyasi atmosferine dair önemli ipuçları verirken, aynı zamanda gazeteciliğin ve istihbaratın iç içe geçtiği bir dönemi de gözler önüne seriyor. Walter Collins’in, gazeteci kimliğinin yanı sıra, dönemin Türk istihbarat birimiyle olan yakın ilişkisi ve Batılı isimlerle ilişkilendirilmesi, uluslararası politika ve güvenlik konusunda Türkiye'nin nasıl bir strateji izlediğine dair önemli veriler sunuyor. Bu rapor, yalnızca gazetecilik tarihine değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin erken dönem siyasi ve diplomatik geçmişine ışık tutuyor.

Editör: Merve Yahşi