Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üstünde seyretse de önümüz kış. Her yıl kış yaklaştığı zaman içimi bir düşünce alır. İçimizdeki insanlığın gereği belki de .Fakir fukaranın hali nicedir diye düşünürüm.Kolay değil kışı geçirmek. Hele bir de maddi sıkıntılar varsa yaşam zorlaşır.Bu zorluğun üstüne ısınma ve kışa uygun giyinme problemi de eklenirse aile geçimi zorlaşır.

           Özellikle İstanbul’da bazı belediyelerin geçen senelerde uyguladığı bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.Hepimizin evimizde kullanmadığımız kışlık giysilerin sağlam çantaya koyarak, daha evvelden şehrin muhtelif yerlerinde belirlenmiş askılara konulması, ihtiyacı olanın da oradan alması mantığı işletiliyor.İhtiyaç olmayanın paylaşıldığı, ihtiyaç olanının alındığı “ Dolabında Durmasın Sokakları Isıtın” yaklaşımı…Burada mantık gayet basit ve işlevsel. Alan el ile veren el hiç karşılaşmıyorlar, ama toplumda bu insani duygular için merhamet alanı üretilmiş oluyor. Çokça merhamete gereksinim duyuyoruz. Televizyon ekranlarından, sosyal medyaya kadar dünyadaki savaşlar, açlık, vahşet… Hepsinin birleşiminde bir travma yaşanır hale gelindi. İçimizdeki merhamet duygularının kabul edebileceği şeyler değil elbette. Biz mahallemizde bu merhamet köprüleri ile “ Sosyal Sorumluluk” , “ İnsan Olmanın gereği” bir adım atılmış oluyor…

Hangi STK’lar, hangi yerel yönetimler, hangi toplumsal kesimler sahip çıkacaklar Yalova’mızda ve ilçelerinde bilemiyorum ama , bence maliyeti sadece bir panonun yerleştirilmesi kadar az olan bu uygulamanın yaygınlaştırılması için kamuoyuna ve gönüllerdeki merhamet duygularınıza seslenmek istiyorum: “Gelin bu ses karşılığını bulsun ilimizde… “ Gerekirse düşünce ve işbirliğini birleştiriniz ve el birliği ile bu soğuk kış gününde üşüyen bir kardeşimize katkımız olsun. Bu merhamet kıvılcımı göreceksiniz ki sokakları ısıtacak, ilçelerimizi ısıtacak, ilimizi ısıtacak. Belediye başkanlarımıza , kaymakamlarımıza sesleniyorum. Kentinizin en işlek yerlerine bu uygulamayı işlevsel hale getirmeniz inanınız insanlık adına sizlerden bekleniyor. Merhamet duygularına en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde merhametin ilk adımı kişisel olarak da atılmış oluyor. Örnek uygulamalarına İstanbul’un değişik ilçelerinde geçtiğimiz yıllarda gördüğümüz bu uygulamalar ile kamuoyu duyarlılığı sahiplenilmek ile ileri düzeye getirilebilir. Belki bir “ Sosyal Market” için ilk adım olur. Yapılan hiçbir iyiliğin zayi olmayacağı günümüzde, iyilik merkezleri sokakta da oluşturulabiliyor bu tür yaklaşımlarla…

Öncelikle yerel yöneticiler olmak üzere tüm seçilmiş ve atanmışların soğuk kış gününde boyunlarının borcu, fakir fukaranın gözetilip korunmasıdır. Soğuklardan etkilenen olup olmadığı, gıda ve arınma problemlerinin giderilip giderilmediğinin bizzat yerinde kontrolü önem arz ediyor. Sıcak çorbaya hasret bir aile eğer gece çocukları aç yatıyorsa bunun vebali hepimizde değil mi? Makamlar bu vebali kaldırmaz, kaldıramaz. Bunun hesabını da kimse veremez.

Haydi herkes mahallesinde bu gözle baksın bakalım, merhamet elinin uzatılacağı kimse var mı?