'Mümkün müdür ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?'
Bu anlamlı sözler, kadınların toplumsal hayattaki yerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgularken, gerçek kalkınmanın ancak eşitlik temelinde mümkün olabileceğini bizlere hatırlatmaktadır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere birçok temel hakkı kazandırarak, toplumsal eşitlik adına büyük bir dönüşüm başlatmıştır. Bugün bize düşen görev, bu mirası daha da ileriye taşımak, kadınların eğitimde, iş hayatında, siyasette ve toplumsal yaşamın her alanında daha güçlü bireyler olarak var olmalarını sağlamaktır.
Atatürk’ün ilham verdiği eşitlikçi bakış açısıyla, kadınların hak ettikleri değeri gördüğü, şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmadığı, fırsat eşitliğinin tam anlamıyla sağlandığı bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edebileceğimize inanıyorum.
Bu vesileyle, emeğiyle hayatın her alanında varlık gösteren, sevgisi ve fedakârlığıyla dünyayı güzelleştiren tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, saygılarımı sunuyorum.”