Güçlü yaptığı yazılı açıklamada, "İmamoğlu’nun görevden alınma sebebi, Sayıştay ve ilgili denetim kurumlarının yürüttüğü soruşturmalar sonucu kamu kaynaklarının usulsüz kullanıldığına dair elde edilen delillerdir. Ancak, bu süreci sokağa taşıyarak kamu düzenini bozmak isteyen bazı çevreler, halkı yanıltmaya ve hukuk sürecini manipüle etmeye çalışmaktadır" dedi.
CHP’nin Sokak Provokasyonları ve Hukuksuzluk Eleştirisi
Umut Güçlü, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla yapılan eylemleri sert bir dille eleştirdi. "Hukuka saygı duyan bir parti olarak, CHP'nin yargı sürecine güvenmek yerine sokak olaylarını körüklemesi, demokratik düzeni tehdit etmektedir" diyen Güçlü, bu tür eylemlerin toplumsal huzuru bozabileceğine vurgu yaptı.
Ayrıca, CHP’nin içindeki hukuksuzluklara dikkat çeken Güçlü, CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Hatay eski Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın partilerindeki usulsüzlükleri yargıya taşıdıklarını belirtti. Güçlü, CHP’nin kendi içindeki çelişkilerle halkı yanıltmaya çalıştığını savundu.
Provokasyonlara Karşı Hukuki Kararlılık
İmamoğlu’nun görevden alınma kararının yasal süreçler çerçevesinde alındığını belirten Güçlü, bu sürecin hukuki yollarla itiraz edilebileceğini ifade etti. "Ancak CHP yönetimi ve destekçileri, hukuki süreci sokağa taşımaya çalışarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devletine zarar vermektedir" dedi.
Güçlü, tüm vatandaşları sağduyuya davet ederek, güvenlik güçlerinin kamu düzenini sağlamak adına gerekli tüm tedbirleri alacağını vurguladı. "Türkiye, güçlü bir devlettir ve hiçbir provokasyon, milli birlik ve beraberliğimizi bozamayacaktır" şeklinde konuştu.
Boykot Çağrılarına Tepki
Son olarak, Güçlü, CHP’nin yerli ve milli firmalara yönelik yaptığı boykot çağrılarını da eleştirdi. "Filistin’deki zulme karşı duyarlılık gösteren vatandaşlarımızın İsrail mallarına karşı boykotu zaten devam ediyor. Ancak, CHP'nin yerli firmaları hedef alması, kimseye hizmet etmiyor ve bu sürecin hangi niyetle yapıldığı anlaşılmaktadır" dedi.
Umut Güçlü, açıklamasını Türkiye'nin hukuk devleti ilkesine bağlı kalınarak hareket edilmesi gerektiğini belirterek sonlandırdı. "Hiçbir provokasyon, Türkiye’yi kaosa sürükleyemez" dedi.
