Kadınların, toplumun her alanında büyük bir rol üstlendiğini belirten Becan, “Kadınlar, sadece ailede değil, iş dünyasında, siyasette, sanatta ve daha birçok alanda önemli katkılar sunmaktadır. Ancak hala cinsiyet eşitsizliği ve kadına yönelik şiddet gibi sorunlarla mücadele etmek zorundayız. Kadınların haklarını savunmak, herkesin ortak sorumluluğudur” dedi.
Becan, son yıllarda kadın hakları konusunda toplumun daha fazla ses çıkararak hak arayışını sürdürdüğüne dikkat çekerken, kadın cinayetlerinin ve cinsiyet eşitsizliğinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Günümüzde kadın cinayetleri, hala büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor ve bu toplumsal yara, her geçen gün derinleşiyor. Bu yarayı sarabilmek için güçlü yasaların ve kararlı bir toplumsal iradenin oluşturulması gerekmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Sözleşme, kadınların korunmasını ve haklarının güvence altına alınmasını sağlamak adına hayati bir öneme sahiptir” dedi.
Kadınların iş dünyasında daha güçlü bir yer edinmesi gerektiğini belirten Becan, “Kadınların iş gücüne katılımının artırılması, lider pozisyonlarda daha fazla yer almalarının sağlanması ve eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanması son derece önemli. İş hayatındaki cinsiyet eşitliği, ekonomik kalkınmamızın temellerini atmaktadır” diye konuştu.
Becan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarken, kadın haklarının sadece bir günle sınırlı olmaması gerektiğinin altını çizdi. “Kadın hakları ve özgürlüklerinin, hem hukuki düzeyde hem de toplumsal olarak güçlendirilmesi için daha fazla çaba harcamalıyız. Bugün kadınları hatırlamanın yanı sıra, onların haklarının her zaman korunması gerektiğini unutmamalıyız. Hep birlikte, daha adil ve eşit bir toplum inşa etmek için mücadele etmeliyiz. Emekleriyle dünyayı güzelleştiren tüm kadınlarımızın 8 Mart’ını kutluyor, sevgilerimi ve saygılarımı iletiyorum” ifadelerini kullandı.