Avukat Pehlivan, İmamoğlu’nun ifadesinin alınmasının ardından, henüz avukatların dosyaya ulaşmadan, ifadenin imzasız halinin basına sızdırıldığını söyledi. Bu durumun, soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğini belirten Pehlivan, “Bu sayede kamuoyu, gerçekleri daha hızlı öğrendi” dedi. Ayrıca, gizli tanık uygulamasının suistimal edildiğini ve tanık ifadelerinin bağlamından koparılarak yanlış bir şekilde sunulduğunu ifade etti.
Hukuka Aykırı Ses Kayıtları ve İddialar
Pehlivan, soruşturma dosyasındaki ses kayıtlarının hukuka aykırı bir şekilde elde edildiğini iddia etti. "Bu ses kayıtları, İmamoğlu’yla ilgisi olmayan ve hukuken geçersiz olan delillere dayanmaktadır" diyen Pehlivan, ayrıca karmaşık bir şekilde sunulan HTS verilerinin de soruşturmanın hukuki değil, politik kaygılarla yapıldığını belirtti.
Masumiyet Karinesi ve Suçlamalar
Pehlivan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı basın açıklamasında, İmamoğlu hakkında “suç örgütü lideri” ifadesinin kullanıldığını hatırlatarak, bunun İmamoğlu’nun masumiyet karinesini ihlal ettiğini söyledi. Pehlivan, "Bu tür açıklamalar, Sayın İmamoğlu’nun masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını açıkça ihlal etmektedir" dedi.
Soruşturma, Hukukun Ortadan Kaldırılmasıdır
Soruşturma sürecinin, adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ve bu ihlalin hukukun ortadan kaldırılması anlamına geldiğini belirten Pehlivan, "Bu soruşturma, sadece hukuki değil, aynı zamanda anayasa ve temel haklar açısından da ciddi bir ihlal teşkil etmektedir" diye konuştu.
Pehlivan, yasal olmayan gözaltılar, gizli tanıklar, gerçek dışı ses kayıtları ve henüz yasal olmayan delillere dayalı soruşturmanın, mantıklı ve hukuki bir temele dayanmadığını ifade etti. Pehlivan, son olarak soruşturmanın hiçbir ikna edici, mantıklı ya da hukuki dayanağı olmadığını belirtti.