İşgalci "İsrail’in” 7 Ekim'den bu yana Gazze’de sürdürdüğü katliamlarda 4 ay geride kalırken havadan, karadan ve denizden sürdürülen bombardımanlarla topyekûn şehirler hedef alınıyor. Ayrıca dört tarafı kuşatılmış Gazze'ye hapsedilen Müslümanlar açlık ve susuzlukla da mücadele ediyor.

Çocuklar tarafından temsili gösteri yapıldı

(IPC) rapruna göre Gazze halkının tamamı AKUT açlıkla karşı karşıya durumdadır. Gazze deki açlık krizi, özellikle çocukların ölümüne neden oluyor. Başta Refah Kapısını kapalı tutan zalim Sisi rejimi olmak üzere Müslümanların yöneticilerinin vurdumduymazlığına dikkat çekmek ve yöneticilere uyarıda bulunmak için düzenlenen basın açıklaması yoğun katılım ile gerçekleşti. Gazze halkının maruz kaldığı katliam ve açlık sorununa dikkat çekmek adına etkinliğe katılan çocuklar tarafından temsili olarak gösteri yapıldı.

Gazze’de 2,2 milyon açlıkla karşı karşıya

Sunumu Melih Kurt'un yaptığı programda Köklü Değişim Kocaeli Temsilcisi Volkan Ayna basın açıklaması okudu. Filistin topraklarında 7 Ekim’den bu yana sürdürülen barbar saldırılar ve ardından ortaya çıkan acı bilanço özetlendi. Gazze’de 2,2 milyon nüfusun tamamının akut açlıkla karşı karşıya olduğu hatırlatılarak “İsrail’in” Amerika ve Batılı devletlerin desteği ile Gazze halkını boyun eğdirmek için açlığı bir silah olarak kullandıkları dile getirildi.

Refah Sınır Kapısı’nı kapatan ve Müslümanları açlığa terk eden Mısır rejiminin Amerika ve Yahudi varlığının hizmetinde olduğunun altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Darbeci katil Sisi rejimi Refah kapısından Gazze ile olan sınıra kadar 5 kilometre genişliğinde bir tampon bölge kurdu. 1500’den fazla tüneli yok etti, Gazze Şeridi ile olan sınır duvarlarını yerin üstünden 6 metre yükseltti, yetmedi yerin altına da 6 metre indirerek beton duvarlarla güçlendirdi. Sina ve Gazze’yi birbirine bağlayan Refah kapısı arasında gerek yer üstünden gerekse yer altından girişleri engellemek için kurulan 3 kontrol noktası bulunmaktadır. Mısır rejimi bu yaptıkları ile Yahudi varlığının işlediği soykırıma fiili olarak ortak olduğunu kanıtlamakta ve itiraf etmektedir.”

Refah Kapısı’nı neden açmıyorsunuz?

Açıklamanın devamında hem Sisi rejimine hem Müslümanların başındaki yöneticilere çağrı yapılarak, şöyle denildi: “Refah Kapısı’nı neden açmıyorsunuz? Neden kardeşlerimizi göz göre göre ölüme terk ediyorsunuz? Yoksa peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem efendimizin “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisi sizin saraylarınıza ulaşmadı mı? Neden korkuyorsunuz? Kimden çekiniyorsunuz? Amerika’dan mı? Sömürgeci Batı’dan mı? Dönün, bakın ve ibret alın; insanlık tarihi nice Firavunların, nice Tiranların yok olduğuna, yenilip yeryüzü haritasından silinip gittiğine şahittir… Sizi her şeye kadir olan Allah’ın azabıyla uyarıyoruz. Allah’tan korkun! Ordularınızı Aksa’ya, Gazze’ye, Filistin’e gönderin. Gasıp Yahudi varlığı ile bütün ticari, askeri, diplomatik ilişkilerinizi kesin. Hadi bu çağrılarımıza bugüne kadar kulak vermediniz, gerekeni yapamadınız; hiç olmazsa Refah Kapısı’nın açılması için bir şey yapın. Gazzeli çocukları, kadınları ve kardeşlerimizi açlıktan ölmekten kurtarın!”

Basın açıklamasının son kısmında ise İslam tarihinden örnekler verilerek, “Şunu kesin olarak bilmemiz gerekir; Gazze, Filistin ve Mescid-i Aksa kınama mesajları ile kurtulmaz! Birleşmiş Milletler kararlarına atıfta bulunarak kurtulmaz. Barış mesajları vermekle kurtulmaz. Gazze ve Filistin” Kudüs işgal altında iken bize gülmek haram olsun" diyen Selahaddin gibi yiğit komutanlarla kurtulur.

Gazze ve Filistin itibarı saray ve makamlarda arayan yöneticiler ile değil Kudüs'ü fethettiğinde şehre deve üzerinde tevazu ile girip " Eğer biz İslam'dan başka İzzet ararsak Allah bizi Zelil eder! " diyen Hz. Ömer gibi Raşid Halifelerle kurtulur. Filistin'den toprak vermesini isteyen siyonist liderlere karşı ‘Ben size bir karış dahi toprak satmam. Zira o beldeler bizim değil, İslam ümmetinindir’ diyen Abdülhamit gibi basiretli yöneticilerle kurtulur” ifadeleriyle köklü çözüme işaret edildi.

Dualara hep bir ağızdan âmin dediler

Sonrasında Ali Tuncer'in yaptığı dua ile program sona erdi. “Müslümanların kanlarını normalleşme sürecine kurban eden yöneticileri sana şikâyet ediyoruz. Güçleri olduğu halde Yahudilerin katliamlarına ses çıkarmayıp sadece kınama açıklamaları yapan yöneticileri sana şikâyet ediyoruz. Allah’ım İslam’a ve Müslümanlara yardım et” dua ve temennilerine Müslümanlar hep bir ağızdan âmin dediler. 

Yenidoğan çetesi davasında ilk itiraf Yenidoğan çetesi davasında ilk itiraf

Editör: Manşet Gazetesi