Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin büyük yankı uyandıran İmralı çıkışıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Buradan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye tüm MHP camiasına, grubum adına selam ve şükranlarımızı tekrar ifade ediyorum. Devlet Bey, tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, cesur çıkışları ile daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir lider. Milliyetçiliğin ne olduğunu en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. Son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları;
"Aziz milletim, değerli vekiller, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerin vasıtası ile ekranları başında bizleri takip eden vatandaşlarıma selamlarımı gönderiyorum. Şu karşılıksız sevdanız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim muhabbetimizi, yol ve dava arkadaşlığımızı daim eylesin.
Dün Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümüydü, coşku ile kutladık. Bayram sevincimizi paylaşan herkese buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Tüm şehitlerimizi, yiğit gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum.
Geçen hafta cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından olan TUSAŞ'a yönelik alçakça saldırı oldu. Bu saldırıda şehit olan kardeşlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Dün TUSAŞ'ı ziyaret ettik, çalışanlarla kucaklaşıp taziye ve geçmiş oldun dileklerimizi ilettik. T625 GÖKBEY'in ilkini törenle Jandarma'ya teslim ettik. Yıl sonu gelmeden 2 adet GÖKBEY daha jandarmaya teslim edilecek. Önümüzdeki 20 adet GÖKBEY daha farklı kurumlara teslim edilecek. TUSAŞ çalışanlarımızı her zamankinden daha azimli gördüm. Özgüvenleri fevkalade yüksekti, gözlerinde adanmışlık duygusu vardı. Hainlere rağmen daha fazla çalışarak şehit arkadaşlarının ruhlarını şad edeceklerine inanıyorum.
Çatısı altında bulunduğumuz bu aziz Meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da faaliyetlerine başlamış, Kurtuluş Savaşımızı sevk ve idare etmiş, 29 Ekim 1923'te de Cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Cumhuriyet, TBMM çatısı altında milletimizin temsilcilerinin onayıyla vücut bulmuştur.
Cumhuriyet belli bir şahsın, zümrenin, kitlenin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu Cumhuriyet zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyeti'dir. Ne kadar batılının, güneylinin cumhuriyetiyse o kadar da kuzeylinin, doğulunun Cumhuriyeti'dir. Sağın da solun da Cumhuriyeti'dir. Hayat tarzı ne olursa olsun kendisini bu topraklara ait hisseden herkesin Cumhuriyeti'dir. Türk'ün olduğu kadar Kürt'ün de Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet, 'Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşıyım' diyen vatan topraklarında yaşayan herkesin Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet hepimizin eseridir. Bu Cumhuriyet 85 milyonun tamamının Cumhuriyeti'dir.
Geçtiğimiz 1 asır boyunca yaşadığımız sorunlar, Cumhuriyet'ten değil, ona ihanet edenlerden kaynaklanmıştır. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar, zulmettiler, ötekileştirdiler. Bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, kardeşliğine en büyük zararı verdiler. Aziz milletimiz her şeyin farkında. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen hem Cumhuriyet fikrine, hem de TBMM'ye sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır.
Sevr'de bize harita dayatarak 'Sizin ülkeniz burası olacak' dediler, 'Hayır' dedik. 'Sınırlarımızı kendimiz belirleriz' dedik. Köklü devlet tecrübemizle, toprağımız için savaşarak, can vererek bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler aynı başarıyı gösteremediler. Bu coğrafyada bir asırdır kan, gözyaşı, savaş dinmiyor.
Osmanlı Devleti'nin mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti de bu kaostan etkileniyor. Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, ürkmüşler ve Cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Bu milletin her bir ferdi şunu çok iyi bilmeli; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923'te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz. Kuşkusuz 29 Ekim çok önemlidir. Tarihin kritik bir dönüm noktasıdır. Bu aziz millet yüzyıllardır, bin yıllardır hem tarih sahnesinde var olan, tarih yazan, tarih yapan bir millettir.
Bu Cumhuriyet korkmaz. Biz İstiklal Marşı bile 'Korkma' diye başlayan bir milletiz. Bizim Cumhuriyetimizin mayası kardeşliktir. Onu ilelebet ayakta tutacak olan da içinde bulunduğumuz kardeşliğimizdir. Savaştan çıkmış bir ülke bugün dünyanın 11'inci ekonomisidir. Ülkemizin her köşesini imar ettik. Üniversitelerle, okullarla, hastanelerle, yollarla, tünellerle donattık. İddialarımızı, ideallerimizi muhafaza ettik. Tek başına savunma sanayinde elde ettiğimiz mesafe bile ülkemizin nereden nereye geldiğinin göstergesidir. 23 yıl önce biz yüzde 20'deydik, şimdi yüzde 80. Terör bütün her türlü gayretleriyle saldırmasına rağmen yüzde 80'i yakaladık ve çok değişik alanlarda savunma sanayinde ayağa kalkıyoruz.
Belli dönemlerde Cumhuriyet'in öz evlatları ayrımcılığa maruz kaldılar, görmezden gelindiler, ötelendiler. AK Partimizi 23 yıl evvel kurarken en büyük hedefimiz devlet ile milleti kucaklaştırmak, Cumhur ile Cumhuriyeti buluşturmaktı. Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf muamelesi yapılıyordu, üzerine gittik. Ayrımcılığa son verdik. Yoksulun sesi çıkmıyordu, nefesi olduk. Alevi kardeşlerimizin sorunlarını çözmek için samimi adımlar attık. Gayrimüslimlerin sorunları vardı, cesur adımlar attık. Önümüze çok engeller çıkardılar, darbe girişimlerinde bulundular. Acılardan nemalananlar her türlü yol, yöntemi kullanarak sorunları istismar ettiler. Biz yılmadık, yıkılmadık, durmadık ve kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik.
Göreve geldiğimizde ülkemizin tamamıyla birlikte doğu, güneydoğu illerimizde ciddi bir ihmalkarlık söz konusuydu. Doğu, güneydoğu illerimize altyapısıyla, üstyapısıyla tarihin en büyük yatırımlarını biz yaptık. Terörü ve ürediği bataklığı kurutacağız, kardeşliği büyüteceğiz dedik. Aynı istikamette yürüyoruz.
Türk ile Kürt'ün kardeşliğini büyütmek için ne gerekiyorsa yaptık, tecrübe ettik. Ancak karşımıza duvar, ihanet, alçaklık çıktı. Sorundan beslenenler engel oldular. Şiddetten, terörden nemalananlar sona ermesi istemediler. Çok ihanet gördük, hatta sırtımızdan hançerlendik. Ancak umudumuzu kaybetmedik. Samimiyetimizi yitirmedik, kardeşlik hukukundan asla ayrılmadık.
Bu bir dönemin, bir kesimin değil; topyekun insanların hayatını etkileyecek bir meseledir. Rabbim ömür ve fırsat verirse bu meseleyi ülke gündeminden çıkararak, 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz.
Türkiye bugün düne göre çok farklı bir yerde. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, devlet içindeki, devlet kurumları arasındaki koordinasyonu güçlendirdik. Ordumuza, emniyetimize sızmış olan hain FETÖ terör örgütünü temizledik, temizliyoruz. Tüm vesayetleri kaldırdık. Savunma sanayimizdeki atılımlarla terörle mücadelede çok büyük ilerleme kaydettik.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası Cumhur İttifakı'nı kurarak hem devletimizin gücüne güç kattık hem de milletimize özgüven kazandırdık. Buradan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye tüm MHP camiasına, grubum adına selam ve şükranlarımızı tekrar ifade ediyorum. Devlet Bey, tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, cesur çıkışları ile daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir lider. Milliyetçiliğin ne olduğunu en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. Son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır.
Ortak çıkarlar yerine şahsi gündemleri peşinde olanlar tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınıyor. Bizim muhatabımız milletimizdir. Milletimizin de Türkiye'nin terör kamburundan kurtulması, dünyada ve bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklardan uzak kalması noktasında gereken adımların atılması yaklaşımımızı desteklediklerini biliyoruz. Bizim Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz. Israrla bizimle muhatap olma gayretleri, kendilerini patronlarına ispat etme çabasından başka bir şey değildir.
TUSAŞ'a yapılan saldırı göstermiştir ki teröristin anlayacağı tek dil terörle tavizsiz mücadeledir. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız.
Türkiye'nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez. Bir koltukta terör diğerinde sivil siyaset taşınmaz. Hukuk ve demokrasi içine girmeyen karşılığını alır. CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak, kurulduğumuz andan itibaren söylediğimzi 'Devlet herkesin devleti olmalı, herkesi eşit kucaklamalı'. Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeden sonra olsa da kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel'i tebrik ediyorum. CHP'nin Sayın Özel'in Genel Başkanlığı'nda doğru yerde duracğaına, kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum.
Hukuksuzluğun olduğu yerde adalet olmaz, hukuksuzluğun olduğu yerde adil yönetim olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun. Terör örgütü mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken bundan rahatsız olmayacaksın. Mevcut yönetime destek vereceksin. Attığımız adımlardan geri durmayacağız. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim bölücü terör örgütü üzerinden sahnelenen oyunu görmektedir."