Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçıların başkent Şam’ı ele geçirmesinin ardından, ülkeden kaçan ve Moskova'ya sığınan eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Rusya'ya kaçtıktan sonra ilk kez açıklamalarda bulundu
Esad, ülkeden ayrılma ya da istifa etme düşüncesinin, cihatçıların Şam'ı ele geçirdiği 8 Aralık’a kadar aklından geçmediğini söyledi.
Esad, Şam’ın düşmesinin ardından sadece 24 yıl süren başkanlık değil, aynı zamanda 53 yıllık Esad hanedanının da son bulduğunu belirtti. Babası Hafız Esad’ın 30 yıl süren yönetiminin ardından Beşar Esad 2000 yılında Suriye'nin başkanı olmuştu. Suriye'deki cihatçıların yükselmesinin ardından, Esad Rusya'ya sığındı ve Moskova kendisine siyasi sığınma hakkı tanıdı.
Rusya'nın TASS haber ajansına konuşan Esad, ülkeden ayrılışının ne planlı ne de son dakika kararıyla gerçekleştiğine dikkat çekti. 8 Aralık sabahına kadar başkent Şam’da kalmaya devam ettiğini vurgulayan Esad, cihatçıların başkentten ilerleyişi sonrası Rusya'nın koordinasyonuyla Lazkiye'ye doğru hareket etmeye karar verdiğini belirtti. Esad, yaşananları şöyle anlattı:
"8 Aralık sabahı Hmeymim Hava Üssü’ne vardığımda, kuvvetlerimizin cephe hatlarından tamamen çekildiği ve mevzilerimizin düştüğü görülüyordu. Bölgedeki saha durumu kötüleşti ve Rus askeri üssü de yoğun insansız hava saldırılarına maruz kaldı. O an bile istifa etmeyi ya da sığınma talep etmeyi düşünmedim. Kimse de bana böyle bir öneride bulunmadı. Yapılacak tek şey, teröristlere karşı mücadeleye devam etmekti."
Esad, açıklamalarına devam ederek, asla kişisel kazanç için iktidara gelmediğini ve kendisini "Suriye halkının inandığı ve desteklediği bir projenin emanetçisi" olarak gördüğünü belirtti. 14 yıl süren savaşın en zorlu dönemlerinde halkının yanında kalan ve terörle mücadeleyi bırakmayan bir liderin, halkını terk etmesinin ya da orduya ihanet etmesinin imkansız olduğunu söyledi:
"Savaşın en karanlık yıllarında ülkesini terk etmeyen, halkının yanında kalan, 14 yıl boyunca terörle mücadele eden bir liderin, kendi halkını terk etmesi ya da millete ihanet etmesi asla mümkün değildir. Filistin ve Lübnan’daki direnişi hiç bırakmadım ve her zaman müttefiklerime sadık kaldım."
Son olarak, devletin “terörizm karşısında zayıf düştüğünde” her türlü pozisyonun anlamsızlaştığını ifade eden Esad, sözlerini "Suriye'nin bir gün yeniden özgür ve bağımsız olacağı umuduyla" bitirdi.