Yaşamına nasıl bakarsan, gönlünün denizinde o duygular vardır ve hislerin o sularda yüzer. Gemin o duygularda ayakta durur. Umutların yüzmeyi biliyorsa, denizinde boğulmaz. Gönlünün derin sularına girmeye kimse kolay kolay cesaret edemez.
Hani hep koruyup kollarsın yüreğini. Kimseyi almak istemezsin hayatına. Yüreğine zarar verme endişesiyle. Sonra biri çıkar gelir. Sen gönlünle çelişirsin. Hani almayacaktın. Hani… İşte yüreğinle yarış edemez insan. Sen başka hesaplar yaparken yüreğin küçük hesaplar yapmaya yönlendirir seni. Acabalar, ikilemler,cevapsı sorular… Hep bir düşünceli hisler. Zihninle yarış edersin sanki.
Başlarsın plan proje yapmaya, hayatına biri dahil olduğunda. Çünkü yüreğine kalıcı misafir etmişsindir. Belki kalıcı olmayacaktır fakat senin için öyledir. Hep burada kaybedersin. Hiç gitmeyecekmiş gibi sahiplenirsin sevdiğini, hiç bitmeyecekmiş gibi seversin. Senin de suçun yok. Yüreğin ‘Sev’ diyor, ruhun onu dinliyor. Sevdikten sonra bir başka tatlanıyor uykuların ve uykusuzlukların. Sevgi eyleminin aynası hepsi…
İnsan sevince dinleniyor ruhu bütün yorgunluklarından arınıyor. Sevince güzel düşünüyor, güzel yaşıyorsun, güzel bakıyorsun. Etrafında açan çiçeklerin kokusu dolaşıyor burnunda. Beyazlıklarla dolu ümitlerin kuşatıyor benliğini. Evet hep sevgiden ileri geliyor.
Duygularının rengi maviye boyandığında yüreğinde her şey artık güzelleşiyor.