Bugün kadına şiddete karşı uluslararası mücadele günü. Maalesef günümüz dünyasında kadınların böyle günleri var. Siz hiç erkeğe şiddet günü duydunuz mu?
Duyamayız duysak da kesin fıkradır! Kadın dediğimiz kimdir?
Öncelikle bir anadır, eştir evlattır kardeştir. Ne yazık ki işte bu kadar değer verdiğiniz varlıklar şiddet altında. Şiddeti yapan kimler?
Erkekler… Burada bir yanlışlık var değil mi?
Bu kadar kutsal varlıklara böyle davranmak hiçbir erkeğe yakışmaz yakışmamalı da zaten. Bu erkek egemenliği yıkılmadığı sürece biz kadınların böyle günleri artar. Biz kadınız. Böyle günler bizlere hiç yakışmıyor. Aslında hiçbir erkeğin değerli varlığı kadının böyle bir günlerinin olmasını içine sindirememesi lazım. Neyi paylaşamıyoruz. Bu neyin egosu, neyin hırsı?
Kimi ezdiğine bir bak. Töre için öldürdüğün kız kardeşine, sana evlatlar vermiş karına, sana güvenmiş sevgiline kıymak sana ne kazandırıyor?
Bırak töreleri bak. O senin kardeşin. Hiçbir dinde hiçbir inanışta yok senin kız kardeşini öldürmek. Karını, sevgilini dövme sana güvenen sana inanan senin yanında aslanlar gibi iyi gününde kötü gününde duran onlar değil mi. Ayıp değil mi? Kızların senin canının bir parçası değil mi? Kime bu öfken, kime bu şiddetin? Bıkmadınız mı artık?
Biz kadınlar siz erkekler yüzünden böyle daha kaç gün isimlendireceğiz?
Sığınma evleri erkeklerden kaçan kadınlarla dolu yazık değil mi. Onların da yaşaması gereken bir hayatları yok mu?
Biz dünyaya kadın ve erkek olarak geldik. Hepimiz eşitiz. Kadınların vücut olarak narin olması onların üzerinde egemenlik kurmanız anlamına gelmez. Biliyorum bu şiddet erkek egemenliği artıkça daha kadınların böyle çok günleri olur. Bu yüzden ailelerinin kız evlatlarını sahipsiz bırakmamaları, kadınların bir an önce ekonomik özgürlüklerini ellerine alması gerekiyor. Ve en önemlisi de daha caydırıcı cezaların uygulanması lazım. Hâkimin karşısında Takım elbise giydiği için indirim alan erkek yasalarının bir an önce düzeltilmesi gerekli.