Yaşadığımız çevreyi bahçıvanlar, bahçelere ya da parklara, birbirinden güzel bitki ve çiçeklerin fide ve tohumlarını ekerek insanların duyularına hitap eden çok güzel bir görsel ortaya çıkarırlar ama bu birden olmuyor. Bu, belli bir zaman diliminde işi severek verilen büyük bir emek sayesinde oluyor. Bu süreci inceleyecek olursak; öncelik bitki ve çiçeklerin, tohum ve fidelerin, coğrafya ve yörenin iklimine, toprağına, uygun olması gerekir. Bu tespitten sonra tohum ve fideyi mevsimsel koşulları da dikkate alarak, doğru toprak ile buluşturarak, doğanın sunduğu fotosentez, mevsimsel ısı değişiklikleri, mevsimsel kar ve yağmur yağışlarının katkılarıyla ve bahçıvanın kendi işinin ehliyle toprak ile buluşturduğu tohum ve fideye ilk can suyu vermesiyle sürecin başlangıcı oluşmuş oluyor.
Bahçıvan bu uzun süreçte her gün bu tohum ve fidelerin en iyi şekilde sonuç vermesi için gece gündüz çalışır, onların gelişimi için büyük bir özveriyle mücadelesine devam eder durur. Bıkmadan, usanmadan onların toprağını kazarak havalandırır, suyunu verir, gerekirse gübreler, dışarıdan gelecek zararlılara karşı ilaçlar, insanlar tarafından zarar verilmesin diye gerekirse etraflarını çevirir, daha iyi gelişmelerini sağlamak için alanına dönük araştırmalar yaparak kendini hep yeniler ve günceller. Çiçekler büyüyüp geliştikçe yapraklarında, dallarında oluşan yetersizlikleri giderir, kuruyan işe yaramayan yaprakları kopararak yok ederek daha iyi gelişmelerini sağlar.
Bahçıvanın süreç içerisindeki bu uğraşlarından sonra artık her tohum ya da fide kendi özelliklerine dönük, meyve olarak, sebze olarak, çiçek olarak verim vermesi, insanlara da duyusal bir ziyafet oluşturması, bahçıvana, verdiği emeğinin karşısında mutluluk verir.
Konumuz spor. Bahçıvan serüvenini, nereye getireceğim belki biliniyordur. Doğa güzelliklerine sahip Yalova coğrafyası, adeta daha önceleri Türk sporuna vermiş olduğu başarılı sporcular sayesinde sportif bir fide ve tohumun gelişimine çok müsait, biyolojik ve sportif yaşanmışlıklar ile kendine has örnek bir bölge olmuştur.
Yalova’mızda gerek doğanın gerek sportif işleyişin, bir kültüre, sosyal etkileşime, ekonomi ile birlikte, teknolojik gelişiminde oluşması, çağdaş normlarda da bir insan profili çıkarıyor olma görüntüsü var iken bu görüntüyü baltalayan, gerileten, insani değerlerin erozyona uğraması, adaletsizliğin had safhalara gelmesi, ben merkezli çıkar ilişkilerinin fazlalığı, Yalova’mıza kan kaybettirmektedir. Yalova’da her alanda çağdaş, hak hukuk kavramını bilen, adaletli, alanında yetkin ve etkin bilimi ve ilimi referans alan, liyakatli bahçıvanlara ihtiyaç vardır.
Yalovaspor’umuzun da düzlüğe çıkması, hep bardağın boş tarafındaki bilinen olumsuzlukları temcit pilavı gibi her gün gündeme getirerek olmaz. Farklı, sıra dışı fikir ve eylemleri çağdaş normlarda, insani değerler çerçevesinde samimi bir şekilde, Yalovaspor menfaatine dönük uzlaşı kültürü içerisinde ortaya çıkaracak ortak bir akıl ile olur.
İnsanlık tarihinde birçok medeniyetler, bilimi yok sayarak, adaleti görmezden gelerek, çıkar ve menfaat ilişlerinde had safhaya çıkararak, kendimi kurtarayım derken bütün olarak zarara uğrayarak, bölünerek, yok olmuşlardır. Artık birlik olalım Yalovaspor’u yaşatmaya çalışalım. Hala nabız atıyorken, gerekli olumlu müdahaleleri her alan kendi potansiyeli doğrultusunda hem söylem olarak hem eylem olarak, söz konusu şehrin en değerli markası Yalovaspor’u tekrar başarılar ile dolu hayata geçirme zamanıdır.
Gerçek Yalovasporluluk, en zor ve olumsuz durumlarda yıkmadan, yok etmeden, sağduyulu davranarak, doğru yönlendirmeler ile onu yaşatmaktır.