Yalova’nın gizli ezoterik örgütü

Sürekli konuşulur sürekli anlatılır hikayeler kafelerde kahvelerde kulislerde sohbeti yapılır. Yalova’da gerçekten bir gizli ezoterik örgüt var mı?

 

 

Tabi şimdi sorsak onlar kendilerine biz örgütüz demezler. Gerçekten de bir örgüt olmayabilir, ancak davranış şekilleri birbirlerine olan bağlılıkları, birbirleri arasındaki emir komuta zinciri gibi konular, abi- kardeş hiyerarşisi gibi meseleler var. Bunları nasıl değerlendireceğiz bilmiyorum?

Bu yazdıklarım anlayana sivrisinek saz mesabesinde yazılar. Hiç kimse benden açık açık yazmamı, ismini söylememi falan beklemesin anlayan anlayacaktır. Bundan dolayı nelerden, kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz. Onlar uzun zamandır varlar. Sizler de biraz olsun Yalova gündemini takip ediyorsanız, yaşadığınız şehirde biraz ilgileniyorsanız kimden-neden, kimlerden-nelerden bahsettiğimi gayet kolay anlayabilirsiniz.

Takdire şayan bir durumları var. Mesela hiç kaybetmiyorlar, hep kazanıyorlar. Her zaman kazanan taraftalar. Ya tarafsızlar, her zaman kazanıyorlar ya da her taraftanlar. Her yerde herkesin de her durumda her noktada varlarsa ve iddiaları buysa burada çözümlenmesi gereken şey bunu nasıl sağladıklarıdır. Sosyolojinin kanunu olarak ya çok olmalılar. Çok derken sayı anlamında; çok, binlerce, on binlerce ülkeleri var anlamında söylüyorum. Ya da ilkesiz olmalılar ki her taraftan kabul görsünler, her tarafta kendilerine yer bulsunlar.

Her yerde, herkesin de her kısımda, her platformda, her partide, her STK’da olmalarının nedeni ve anlamı nedir acaba bunu nasıl başarabiliyorlar

Her kesimden insanı hangi amaçlar verecekler uğruna bir araya getirebiliyorlar sorusu da sorabiliriz bizler?

Sistemde kuran ve yönetenler, bunları nasıl bir bağla birbirine bağlıyorlar?

Yani nasıl olabilir farklı farklı siyasi görüşlerdeki, farklı farklı dünya görüşlerindeki, farklı yaşam tarzlarına sahip insanları birbirine bağlamak için ne kullanmanız gerek, maddi menfaatler, maddi çıkarlar mı?

Ya da her birinin eksik noktalarını bulup oralardan mı baskı yapmak gerekir bilemiyorum. Sosyolojik olarak bunun çalışılması lazım.

Ama gerçek şu ki bu bir örgüt yapısı değilse nedir. Nasıl her devirde kazanabiliyor?

Birbirine tamamen zıt olan, birden fazla siyasi parti içerisinde nasıl en üst noktalarda olabiliyorlar?

Her dönemde her devirde hep zeytinyağı gibi su üzerinde olmalarının sebebi nedir?

Biliyorum birçok kişi bana kızacak uydurduğumu söyleyecek. Ya da örgütün içindeki bazıları beni bunları söylediğim için kınayacak. Belki bazıları cezalandırmaya çalışacak. Hesap-kitap, plan-program yapacak olsun sorun yok.

Zaten bu benim yazdıklarımı bilenler biliyor ama Yalova’mızda ilginç bir konu var. İnsanlar bilseler bile bilmiyormuş gibi, bilmiyormuşçasına davranmayı bir maharet bir meziyet kabul ederler. Çünkü bu şekilde davranarak küçük bir il de hem dengeleri korumak, hem kendi menfaatlerine çıkarlarına ters bir şey oluşmamasını sağlamaya çalışırlar. Yani buradaki mesele şu görme duyma söyleme hani hepimizin bildiği şu üç maymun meselesidir. Hani köprünün üstünde heykelleri var ya.

Şimdi diyeceksiniz ki ‘nereden çıktı da bunları yazıyorsun?’

Aslında öyle arkadaşlarla konuşurken, ya da tartışırken yazmaya karar verdim. Bilmiyormuş gibi davranabiliriz. Ben de öyle davranıyorum. Ama biliyorum Yalova’da da bir sürü kişi biliyordur benim anlattıklarımı. Birçok insanda benim söylediklerime katılacaktır.

Bence asıl mesele fenomeni anlamak lazım. Anladım bunlar her yerde varlar peki her yerde var da buralara hak ederek mi gelmişler?

Burada başarılı oluyorlar mı bulundukları mevkilerde neler yapmışlar, neler etmişler?

Yalova’da hangi STK başarılı ki ya da ne başarıları var bu STK’ların da her yerde başarılılar.

Yoksa amaç başarılı olmak değil mi?

Bütün bu STK’larda, kurumlarda, kuruluşlarda yer almanın, buralarda etkili olmaya çalışmanın, etkili olmanın, etkili olmayı istemenin başarılı olmak gibi bir amacı Yalova’ya hizmet etmek gibi bir amacı yok mu?

Tek amaç ele geçirmek mi?

Bu gizli ezoterik örgütün esas amacı ana amacı nedir ?

Gerçekten bu gizli ezoterik örgüte baktığımızda ya da onların söylemlerine göre herkes bunların adamı, kimi söylesen ‘o bizim adamımız o bizim kardeşimiz o bizim.’ Diye devam edip gidiyor.

Dolayısıyla şu anki duruma baktığımızda, Yalova’nın bugünkü iyi kötü konumunda bu gizli ezoterik örgütün çok etkili olduğuna ya da sorumlu olduğunu söylememiz gerekir. 

Madem tüm kilit noktalarda siz varsınız, madem bütün o isimler sizin adamınız, sizin kardeşiniz, sizin ve bir ilintisi bir bağı var. O zaman Yalova’da yapılmış; iyi, kötü ya da yapılacak iyi, kötü her şey de sizin büyük bir sorumluluğunuz var demektir.

Her şeyi yönetmeye talipsiniz, her şeyi dizayn etmeye talipsiniz, ‘hatta onu da biz yönetiyoruz, bunu da bir dizayn ediyoruz’ diyorsunuz, yerel yönetimleri , ticaret odalarını sizler dizayn ediyorsunuz, diğer STK’ların büyük kısmını sizler dizayn ediyorsunuz, dolayısıyla bu şehirde olacak, olmuş olan şu anda başımızda var olan tüm sorunların büyük sebebi sizsiniz.

Yaşadığımız tüm problemlerin büyük sebebi sizsiniz. Öbür taraftan bakarsak şu an şehrimizdeki tüm mutlu güzel şeylerin de büyük sorumlusu aynı şekilde sizsiniz. Matematiksel olarak bu iş böyle gözüküyor.

Çok derinlemesine felsefi düşünceler yapabilecek durumda değilim. Yapmam da gerekmiyor. Sıradan basit biri olarak basitçe sebep-sonuç ilişkilerine bakarak, ‘böyle olduysa böyle’, ‘şöyle olduysa şöyle’ diyebilirim. Ben de zaten öyle yapıyorum.

Karakter olarak kavgacı bir karakter olduğumu iddia edenler var. Gençliğinde ben de kendimi öyle görüyordum. Ama son yıllarda biraz daha yaş alınca, daha durulmaya, daha kavga etmeden diyalogla çözüm yoluna bulmaya çalışan gibi oldum.

Ama yine de bazen sesimi yükseltmek gerektiğinde, sözümü söylemeyi de bilirim.

Şu adaletsiz dünyaya tek başıma adalet getirecek değilim. Her haksızlık, her adaletsizlik için de Don Kişot gibi davranacak değilim. Ben sadece gazetecilik etiği gereği bazı konulara aydınlatma, bazı konuları bilgilendirme, bazı konularda da SORULAR sorma hakkımı kullanıyorum.

Hepsi bu!

"Öğrencilerinize bir şey öğretmeyin, onları düşünmelerini sağlayın. Çünkü onlar düşünmeye başlarsa zaten kendi çabalarıyla öğrenirler ve bu çaba sonucu öğrenilen bilgi, en kalıcı bilgi olur. Asla silinmez!"

Sokrates