Elimizde var olan kısıtlı istatistikler incelendiğinde yangının çıkış sebeplerinin, ana sebebinin insan hatalarından ve bilinçsizlikten kaynaklandığı görülmektedir. Bilgi ve bilinç eksikliği en temel problem olarak önümüzde durmaktadır.
Yangın doğal bir felaket değil ve kontrol edilebilir bir risk olmasına rağmen ülkemiz ölçeğinde en çok maddi kayba ve can kaybına yol açan felaketler arasında ilk sıralarda geliyor. Yangın ülke ekonomisine en çok zarar veren felaketlerden birisi.
Görüldüğü üzere yangından korunma bilinci ciddi bir çalışma ve sorumluluk gerektiren bir durumdur. Toplumsal bir bilinç oluşturma uzun zaman alacak meşakkatli bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Toplum piramidinde bilgi ve bilinçlendirme de tabandan tepeye ya da tepeden tabana doğru bir eğitim ve bilinçlendirme süreci uygulanabilir. Biz öncelikli olarak tepeden tabana yayılan bir bilgi ve bilinçlendirme sürecini tercih ediyoruz. Öncelikle bölgemizde bulunan en üst düzey idareci, yönetici ve başkanları bilgilendirme ve bilinçlendirme ile başlamak gerektiğini inanıyoruz. Yangın bilgi ve bilincine sahip üst düzey idareciler bu bilince ve inanca sahip olduğunda kendi bünyesindeki diğer lider personelin bu bilince sahip olmalarını isteyeceğini biliyoruz.
Sonrasında her bir idareci kendi alt kadrosunun aynı eğitimi alması gerekliliğine ikna olacak ve böylece yangın önleme ile ilişkili tüm teknik ve bürokratik kadrolar eğitilmiş olacaktır.
İl Afet ve Acil Durum Komisyonun görevlerinden bir ve belki de en önemli görevlerinden biri de yangın bilinci oluşturmak için strateji belirleyerek bu konuda gerekleri yerine getirmek olacaktır. Doğru bir tespit ile belirlenecek olan strateji sonrasında sürekli ve sürdürülebilir bir eğitim programı ile ilerlemek en verimli yöntem olacaktır.
Bu süreç içerisinde eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinde katkı sağlayacak ve/veya paydaş olacak kurum ve kuruluşların olması da önemlidir. AFAD, Yalova İtfaiyesi, Yalova Belediyesi, Yalova Üniversitesi, Yalova K 77 arama kurtarma acil durumu ile ilgili STK’lar ve yangın sektöründeki özel firmalar eğitim ve bilinçlendirme sürecinde ciddi rol alabilirler. Süreç boyunca katkı sağlayacak paydaşları ne kadar çok arttırsanız bu önemli konunun o kadar çok sahiplenilmesi ve sündürülebilir biçimde devam etmesini de sağlamış oluruz görüşü baskın çıkmaktadır.
Yangın bilincini zorunluluk anlayışından çıkarıp gereklilik anlayışına getirebilmek için geniş tabanlı kabul görecek bir yöntem süreç haline getirmek ciddi bir farkındalık yaratacaktır.
Eğitim ve bilgilendirme süreci önce aşağıdaki kurum ve kuruluşlardan başlamalıdır. Bu kurum ve kuruluşlarının lider-üst düzey yöneticilerine bilgi ve bilinçlendirme eğitimleri verilmelidir.
Sonrasında ise tüm il ya da ülke çapında ilkokuldan başlayan yangın eğitimi ile bir yangın bilinci oluşturulabilir. Yangın bilinci insanlara daha küçük yaşlarda yanmayı ve yangın riskini çok iyi öğreterek özümseterek gerçekleştirilebilir. Yangın tehlikesinin önemini ciddiyetini ne kadar iyi öğretirseniz insanları bu tehlikeye karşı daha çok önlem almaya yönlendirebilirsiniz.
Aslında yangın bilinci daha ilkokul çağlarında verilecek eğitimler ile başlamalıdır. Hatta Almanya gibi bazı ülkelerde okul öncesi eğitimlerde yangın, trafik, kaza ve diğer tüm afetler ile ilgili bir eğitim verilmeye başlanmıştır. Ancak bizim gibi yangın biliminin daha çok yeni olduğu ülkeler için hem ilkokul çağından başlayan eğitimler verilmeli hem de en tepeden başlayarak yöneticilerimize yangın bilinci kazandırmak için eğitim ve seminerler verilmelidir. Toplumun genelini bilinçlendirmek için ise kamu spotları, televizyon programları ve hatta çizgi filimler gibi medya araçları kullanılmalıdır. Uzun soluklu süreklilik ile devam ettirilecek bir çabanın sonucunda verim alınabilir. Yangından korunma sürekli, kararlı ve sürdürülebilir bir disiplin çerçevesinde gerçekleştirilir ise verimli olabilir.
Yangın risk analizi ve güvenlik değerlendirilmesi sonrasında bir “Yangın Yönergesi” hazırlanmalıdır. Yangın yönergesinin amacı; Şehirdeki işletmeler tarafından ya da vatandaşlar tarafından kullanılan her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin, tasarımı, yapımı, işletimi, bakımı ve kullanımı safhalarında çıkabilecek yangınların en aza indirilmesini ve herhangi bir şekilde çıkabilecek yangının can ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlamak üzere, yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve denetimin usul ve esaslarını belirlemektir.
Hazırlanan yangın yönergesi çerçevesinde yangın güvenlik yönetimi uzman kişi ya da kişiler tarafından sürdürülür. Bu çerçevede “Sürekli ve Sürdürülebilir Yönetim” çok önemli bir yer kaplamaktadır.
Yangının oluşmasını önlemek için muhtemel yanma-yangın kaynaklarının sürekli bir biçimde denetim ve kontrollerini sağlamamız gerekmektedir. Dolayısı ile sürekli ve sürdürülebilir biçimde yapılacak olan yangın güvenlik yönetim sistemi yangını oluşturacak her türlü kaynak- kaynaklar için doğru, kesintisiz ve talimatlara uygun bir biçimde yapılmalıdır. Sadece işletmelerde veya binalarda kullanılan üretim ekipman ve araçlarının değil, aynı şekilde tüm bölgede yangın güvenlik için alınan aktif ve pasif önlemleri barındıran tüm sistemlerin de planlı bir biçimde denetlenmesi gereklidir. Yangın anında ve öncesinde doğru çalışmasını istediğimiz tüm yangın güvenlik sistemlerinin her an doğru çalışmaya hazır halde bekletilmesi gerekmektedir.
Deprem Sonrası Yangın—İstanbul'daki Potansiyel konusunda akademisyenlerimiz tarafından yapılan çok güzel çalışmalar vardır, benzer çalışmaların Yalova ve çevresi içinde yapılması gereklilik olarak önümüzde durmaktadır.
Yangın riskinden korunmak ve bu riski yönetmek; bilim, mühendislik ve teknolojik bir disiplin ile gerçekleşebilir. Bilimsel teknik disiplini olmayan bir anlayış ile yangın riskini yönetmek mümkün değildir. Yangın mühendisliğini geliştirmeden, yangın riskini ciddiye alarak akredite kişi-kurum ve kuruluşlardan destek almadan yangın riskinin yönetilemeyeceği açıktır.