Geçtiğimiz haftanın son iki gecesi ile hafta sonu Cumartesi akşamı konakladığımız, Dedeman Hotelde (12 -13-14 Mayıs 2022) Türkiye Gazeteciler Konfederasyonun 24. Başkanlar Kurulu Toplantısı için Konya’da 3 gece 2 gün süren toplantının ardından dönüş yolunda, Konya’ya hayranlık bırakan çok güzel iki gün geçirdiğimi söyleyebilirim.
Türkiye’nin en büyük gazetecilik meslek çatısı altında, mesleğimizin sorunlarının belirlenerek, çözümlerinin demokrat yollarla çözümü için tüm gücünü, Türkiye’deki 84 cemiyet başkanı ile 9 Federasyon Genel Başkanı ve yönetimlerinden alan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonunun il cemiyetleri ile beraber yaptığı her ev sahipliğinden mutlak surette bilgilenerek yaşadığımız yöremize dönüyoruz.
Konya’da geçirdiğimiz iki gün, üç geceyi Gaziantep Basın Cemiyeti Başkanı ve Anadolu İnternet Gazetecileri Federasyonu Genel Başkanı Arif Kurt öyle muhteşem kaleme almış ki, siz değerli okuyucularımla paylaşmam büyük bir eksiklik kabul ettim.
Üstat Arif Kurt’un kaleminden TGK 24. Başkanlar Kurulu Toplantısı; ‘‘Tecelli rengi kırmızı post ve Konya’’
Dönerken benliğinde ölü olan Mevlevi Dervişi’nin başındaki sikkesi nefisinin mezar taşıymış.
Giydiği beyaz temmuresi ‘kefeni’, sırtındaki siyah hırkası ise ‘kabri’ olarak kabul edilirmiş.
Semazenin, ayin sırasında üstündeki siyah hırkayı çıkarması, sembolik olarak hakikate doğarken, kollarını bağlayarak da bir rakamını temsil etmesi, Allah'ın birliğine de şehadet ettiğinin göstergesi oluyormuş.
İbni Haldun ne demiş vakti zamanında; “Coğrafya Kaderdir…”
Gelin bu kaderi biraz açalım.
Bir dönem Hristiyanların en büyük sembolik dini merkezlerinden olan Konya, sonrasında İslam’ın en büyük dini yerleşkelerinden biri haline nasıl gelmiş?
Semavi dinlerinin merkez olarak yerleşke yapmaya çalıştığı ve şükür ki günümüzde Türk sancağı altında İslam ile şereflenen bu toprakları anlamak ve iyi anlatmak lazım nesillere ve nesli devam edeceklere.
Adının anlamında gizem ve birçok sır var bu şehrin!..
Şöyleki; Konya adının “Kutsal Tasvir” anlamındaki “İkon”sözcüğüne bağlı olduğu iddia edilir.
Araplar ise buraya Kuniya demişler.
İsa’dan önce 47-50 ve 53 yıllarında Hıristiyan azizlerinden St. Paul burayı ziyaret ederek şehrin önemli bir dinsel merkez olarak gelişmesine yol açmış. Bu nedenle Hıristiyanlar ona, “İsa’nın tasviri” anlamına gelen “ikonyum” adını vermişler.
Şehir Abbasiler’e geçince ismini “Kuniye’ye çevirmişler.
Bizimkiler yani Türkler ise bu ismi Konya olarak değiştirerek günümüze kadar gelmesine yol açmışlar.
Yüz ölçümü bakımından Türkiye’nin en büyük ili, Selçuklular’a yani Türklere 211 yıl başkentlik yapan Konya’nın mitolojiye göre adı; Horasan bölgesinden Anadolu’ya göç eden iki evliyanın Konya’nın bağlık ve bahçelik manzarasını görünce içlerinden biri “Buraya konalım mı?” demiş, arkadaşı ise “Kon ya!” demiş ve bu isim şehrin ismi olarak kalmasına neden olduğu da anlatılır.
Şehirlerin isimlerinin hikayesi de o şehrin kaderidir bana göre.
Coğrafya kaderdir diye İbni Haldun’un dediği gibi hem de.
Erenler şehri Konya’daydık hafta sonu.
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 24. Başkanlar Kurulu toplantısı için geldiğimiz Konya’da
Kainatın oluşumunu, insanın alemde dirilişini, Allah'a olan aşk ile harekete geçişini ve kulluğunu idrak edip "insan-ı kamil"e doğru yönelişini ifade eden Sema gösterisini Hz. Mevlana’nın 22. göbekten torunu olan Esin Çelebi hanım ile birlikte izledik.
Çok etkilendim ve çok duygulandım, hem de çok.
Dönerken zikr eden Semazen’in gırtlaktan gelen “Allah” lafzı kulağıma her geldiğinde, serum yedikçe kendine gelen hasta gibi manevi olarak iyileştirdi beni.
Çok güzel bir hafta sonu programı yaparak, gerek mesleki konularda istişareler yapmamıza olanak sağlayan gerekse de hazırladığı şehir gezi programıyla takdir toplayan ev sahibi Başkanımız Sefa Özdemir’e, yol arkadaşları Adem Alemdar ile Mustafa Arslan ve yönetimini kutluyor, tebrik ediyor ve alkışlıyorum.
Mesleki anlamda Gazetecilik meslek kanununun çıkması için daha çok çalışmaya yapmamız gerektiğine, internet yani dijital medya yasasında nelerin olması gerektiğini muhataplarımıza, kanun yapıcılara daha çok anlatacağız.
Biz Konya’ya doymadık.
Ama güzel anılar ve hatırlar ile ayrılıyoruz.
Gezi programında yer alan Çatalhöyük’ten, Mevlana’ya, Kelebek vadisinden eski Sille’ye kadar devam eden şehir gezisini çok beğendim.
Konya’da acı hatıraları olan birisi olarak, bu ziyareti Konya ile yeniden kavuşma ve barışma ziyareti olarak kabullendim.
2002 senesinde 3 aylığına ulusal bir gazetenin bölge müdürü olarak gelmiştim Konya’ya.
Ailemi Gaziantep’te bırakarak geldiğim Konya’ya bu sefer ailemle geldim.
Eşim ve çocuklarımın yanında 81 ilden gelen Cemiyet başkanı kardeşlerimle, tüm ailemle geldim hem de.
Birlikteliğimizin devam etmesinde gösterdiği gayret, hassasiyet ve samimiyetten dolayı TGK Genel Başkanımız Nuri Kolaylı’ya da teşekkür ediyorum.
Var olsunlar.
Evet bu sefer Konya bana daha iyi geldi.
Hatta beni kendime getirdi diyebilirim.
Savunma sanayi başta olmak üzere, Sanayiden, tarıma, yetişmiş insan gücünden medyasına hep ileriye doğru koşan bir kent Konya.
Algısı ile olgusu farklı bir şehir.
Türkiye’nin yüz akı şehirlerinden birisi.
Yıllık 3 milyar dolara yakın ihracatı ile Türkiye’nin Çin’i diyor Adem Alemdar Başkan Konya için.
Çevre Bakanı Murat Kurum en büyük şansları.
Vaheddin Özkan gibi çok değerli bir Vali’ye sahipler.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanları çok çalışkan.
Hele Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, onu demeyin gitsin.
Edendi değil hizmetkar mübarek.
Mütevazi ve samimi…
Geçmişi gibi.
Bu topraklara takvası ile hayat veren Hz. Mevlana gibi.
Sırlı ve sihirli bir şehir Konya.
Semahane kainatı, sağ tarafı; görünen ve bilinen madde alemini, sol tarafı ise mana alemini temsil ediyormuş.
Kudümün ilk vuruşu "Ol" emrinin anlatımını, ney "insan-ı kamil", neyin üflenmesi ise İsrafil'in "Sur"u üflemesini simgeliyormuş.
Kalkarken yere el vurmak hem "Ol"manın hem Sur'u işitince kabirden kalkmanın sembolüymüş.
Tecelli rengi olan kırmızı renkli post üstündeki şeyh, Hazreti Mevlana'yı temsil ederken, Semadaki selamlar zat, sıfat, fiil ve vahdet gibi tasavvuf anlamlarını taşıyormuş. Dört selam, şeriat, tarikat, hakikat ve marifet kademelerini anlatıyormuş. Dördüncü selamda; Allah'ın tek ve gerçek varlığı ile var oluş olan, vahdet durağından kıpırdamadan, ayak direyerek duruş anlatılıyormuş.
Amenna…
Bu yüzden, Tecelli rengi kırmızı renkli post şehirler içinde sana çok yakışıyor Konya.
Seni semadaki zat, sıfat, fiil ve vahdet gibi hakikat ve marifet kademelerini anlatan duyguyla selamlıyorum.
Kalın sağlıcakla..